Giresun’da meydana gelen trajik olayda, 68 yaşındaki emekli öğretmen Abdullah Coşkun yaşamını yitirdi. Hayatını kaybeden Coşkun, uzun yıllar eğitim camiasında görev yapmış, mahallesinin saygı duyulan isimlerinden biri olarak tanınıyordu. Söylendiğine göre kanser hastalığıyla mücadele eden Coşkun, bu süreçte ailesine destek olmak için büyük fedakarlıklar göstermişti; iki çocuğunu tıp okutarak geleceğini güvence altına almaya çalıştı ve kızının tedavisiyle kendi hastalığını atlattı. Yaşadığı sağlık sorunlarına rağmen ailesine olan bağlılığı ve çalışkanlığıyla örnek gösterilen biriydi.
Olayın ayrıntılarına göre, araç hasarlı bir kazadan sonra yaşanan bir tartışmada, olay yerine İlhan İhtiyaroğlu adlı 38 yaşındaki bir kişinin gelmesiyle gerilim tırmandı. İddialara göre bu tartışma, demir bir aletin kullanılmasıyla şiddet içeren bir saldırıya dönüştü; sonuçta Abdullah Coşkun ağır yaralanarak yaşamını yitirdi. Yetkililer olayla ilgili soruşturmayı sürdürüyor ve ilgili kişinin kimliği ile eylemin nedenleri üzerinde derinleşen çalışmalar yürütüyor.
Olayın yankıları, toplumu derinden sarsarken, kamuoyunda adalet, güvenlik ve toplumsal dayanışma konuları yeniden gündeme geldi. Aile ve yakınları, kaybın acısını derinlemesine hissederken, toplum da benzer trajedilerin tekrarlanmaması için alınacak önlemler üzerinde düşünmeye başladı. Yetkili merciler, olayla ilgili tüm yönleriyle ayrıntılı bir soruşturma yürütüyor ve kamuoyuna güvenilir bilgilerle bilgilendirme yapmayı sürdürüyor.
İnsan hikâyelerini haberleştirmek her zaman hassas bir dengeyi gerektirir. Bu tür haberlerde şiddetin sonuçlarını küçümsemeden, mağdurların hatırasına saygı göstererek ve adaletin yerini bulması için adil ve tarafsız bir yaklaşımı ön planda tutmak önemlidir. Ayrıca, benzeri olayların gelecekte yaşanmaması için toplumsal dayanışmayı güçlendirecek, önleyici ve yol gösterici farkındalık çalışmaları da gereklidir.
Toplumsal Etkiler: Analitik Yaklaşım
Giresun’da yaşanan bu trajik olay, yalnızca bir aileye veya bir şehrin güvenliğine zarar veren bireysel bir vakadan öte, toplumsal güvenlik algısını ve kamusal alanın hissedilen güvenliğini derinden etkileyen bir dönemeç olarak okunabilir.
• Olayın hızlı haberleşme ortamında yankılanması, toplumsal güvenlik duygusunu, adaletin yerini bulacağına dair inancı ve devletin koruyucu kapasitesine olan güveni test etmiştir.
Güvenlik algısı ve kolluk güçlerinin rolü
• Etkin bir refleksif güvenlik algısı için olay sonrası soruşturmanın şeffaflığı ve sürecin hızını yüksek tutmak gerekir. Yetkili mercilerin, soruşturmayı açık ve anlaşılır biçimde paylaşması, toplumdaki belirsizliği azaltır.
• Kamusal alanlarda güvenlik hissinin güçlendirilmesi, yalnızca cezai işlemlerle değil, önleyici güvenlik çalışmalarıyla da bağlantılıdır: aydınlatma, denetim, toplumsal dayanışmayı artıran yerel önlemler ve kriz iletişimi altyapıları önem kazanır.
Yargı – Medya Kurum İlişkisi
• Toplumsal güven için adaletin görünürlüğü kritik: şüpheli hakkında hızlı ve adil yargılama süreçlerinin bilgilerle birlikte kamuoyuna kalıcı ve doğru şekilde aktarılması gerekir.
• Medya, olayın duyulur kılınmasıyla toplumdaki farkındalığı artırabilir; aynı zamanda sorumlu dil ve doğrulama süreçleriyle hareket ettiği sürece güven oluşturmada kuvvetli bir araçtır.
• Adaletin sağlanması; mağdur yakınına saygı, failin sorumluluğuna odaklanma ve biyografik ayrıntıların aşırı vurgulanmaması üzerinden dengelenmelidir.
Toplumsal Dayanışma ve Toplumsal Sakıncaları Azaltma
• Trajik olaylar, toplumsal dayanışmayı güçlendirebileceği gibi bazı riskli dinamikleri de tetikleyebilir: nefret suçları, radikalleştirme veya mağduriyeti siyasallaştırma riski.
• Bu tür riskleri minimize etmek için;
• Şiddet olayları, yerel ekonomiler üzerinde dolaylı etkiler yaratabilir; özellikle olayın yaşandığı bölgenin günlük yaşam akışı ve esnaflık gibi dinamikleri olumsuz etkilenebilir.
• Sağlık, adalet ve güvenlik arasındaki koordinasyonun güçlendirilmesi, krize müdahale maliyetlerini düşürebilir ve toplumsal güveni koruyabilir.
• Sağlık durumuyla yaşamını sürdüren bireylerin aileleri için sağlık hizmetleri ve sosyal destek ağlarının erişilebilirliği kritik bir unsurdur.
• Bu tür olaylar, güvenlik, adalet ve dayanışma eksenlerinde sistemi güçlendirme ihtiyacını hatırlatır. Şeffaflık, tarafsızlık ve insani değerler üzerinden kurulan iletişim, toplumsal güveni yeniden inşa etmede belirleyici rol oynar.
Elbette yukarıda saydığımız analitik etkiler ve koşullar sağlıklı ve sosyal politikaların uygulanabildiği ülkelerde mümkündür. Bizim gibi. ”Ölen ölür kalan sağlar bizimdir.” politika ve anlayışın egemen olduğu ülkelerde değil… Ancak doğrusunu ve olması gerekeni yazmak lazım. Belki bir gün uygulanır.
Sakallı Celal’in çok güzel dediği gibi, “Evladım özel koleje gitmeyi boş ver, ülkemizde bazen sokağa çıkmak bazen de karşıdan karşıya geçmek bile maharettir.”
Saygılarımla










