Ege Bölgesi’nin köklü sanayi kuruluşlarından biri olan Batı Anadolu Şirketler Topluluğu, ihracat pazarlarındaki rekabet gücünü artırmak ve pazar dinamiklerine hızlı bir şekilde uyum sağlamak amacıyla stratejik bir dönüşüm sürecine girdi. Grup, önümüzdeki beş yıl içerisinde ana faaliyet alanlarında toplam 500 milyon dolarlık ciro hedefliyor.
İzmir’in en köklü sanayi gruplarından biri olan Batı Anadolu Şirketler Topluluğu, yeniden yapılanma kararı alarak hem bölge hem de ülke ekonomisine katkısını artırmayı planlıyor. Borsa İstanbul’un en köklü şirketlerinden Batıçim Batı Anadolu ve Batısöke Çimento, bu kapsamda stratejik bir dönüşüm süreci başlatmış durumda. Grup şirketlerinin çimento üretim faaliyetlerinin tek çatı altında birleştirilmesi, ticaret unvanlarında değişikliklere gidilmesi ve yeni gayrimenkul projelerinin geliştirilmesi sürecin üç temel adımını oluşturuyor. Unvan değişikliği ile birlikte Borsa İstanbul’da kullanılan hisse kodu da güncellenmeyecek.
Bu yeniden yapılanma ile çimento faaliyetlerinin tek çatı altında toplanması, daha çevik, etkili ve karlı bir yönetim anlayışını mümkün kılacak. Batısöke Çimento, toplamda yıllık 5.8 milyon ton kapasiteye erişerek sektöründe Ege Bölgesi’nin en büyük şirketi konumuna yükselebilecek.
2021 yılında yaşanan hisse sahibi ve yönetim değişikliklerinin ardından mali tablolarını kuvvetlendirdiklerini belirten Batı Anadolu Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Gülant Candaş, “Hem yurt içi hem de yurt dışındaki pazar dinamiklerindeki değişikliklere hızla uyum sağlamak, grup şirketlerimizin rekabet gücünü artırmak ve ölçek ekonomisinden faydalanmak amacıyla stratejik kararlar aldık. Yeniden yapılanma, organizasyonel verimliliğimizi artıracak, operasyonlarımızı daha yalın hale getirecek ve güçlü bir finansal yapı inşa etmemizi sağlayacak.” ifadesinde bulundu.
Unvanlar değişecek, ihracat artacak
Yapılan resmi açıklamalara göre grup, çimento faaliyetlerini Batısöke Çimento altında toplamayı hedeflerken, Batıçim Batı Anadolu Çimento Sanayii A.Ş., bir holding şirketi olarak konumlanacak. Yeniden yapılanma sürecinin tamamlanmasının ardından Batıçim’in unvanı ‘Batıçim Batı Anadolu A.Ş.’ olarak değişecek, Batısöke ise ‘Batıçim Çimento Sanayi Türk A.Ş.’ adını alacak.
Batısöke Çimento’nun mevcut fabrikasının yıllık kapasitesi yaklaşık 4 milyon ton olduğunu belirten Candaş, “Batısöke, Batıçim’e ait Bornova’daki yıllık 1.8 milyon ton kapasiteli fabrikayı ve Aliağa’da kurulacak yeni 3,5 milyon ton/yıl kapasiteli çimento öğütme ve paketleme tesisini kiralayacak. Bu sayede Batısöke, Ege Bölgesi’nin en büyük şirketi konumuna yükselecek. Limana yakın tesislerimiz sayesinde şu anda yüzde 20 olan çimento ihracat oranımız yüzde 40-45 seviyelerine yükselecek. Fabrikalarımızın limanlara olan yakınlığı, Akdeniz havzası ve Atlantik Okyanusu hattındaki pazarlarda rekabet avantajı oluşturmaktadır. Aliağa’daki yatırımımız tamamlandığında, çimento ihracatı açısından lojistik avantajlar elde edecek, navlun maliyetlerini minimize edecek ve global pazarlara daha rekabetçi bir şekilde ulaşacağız. Amerika, Avrupa ve Afrika kıtasında 20’yi aşkın ülkeye ihracat yapıyoruz. Geçtiğimiz yıl grup olarak toplam çimento ve klinker ihracatımız yaklaşık 1 milyon 450 bin ton düzeyindeydi.” dedi.
Gayrimenkul projeleri geliştirecek
Çimento üretimi ve unvan değişikliği sürecinin yanı sıra, grubun stratejik dönüşümündeki üçüncü adım gayrimenkul alanında yeni iş fırsatları sunmaktadır. Batıçim, elindeki taşınmazları değerlendirerek yeni bir iş modeli geliştirecek.
Bu bağlamda, İzmir Bornova’daki yaklaşık 700 dönümlük fabrika arazisi, Erzene Mahallesi’nde bulunan 180 dönümlük araziler ve diğer değerli gayrimenkuller kullanılacak. Bu arazilerin projeler geliştirilmesi amacıyla gayrimenkul yatırım fonlarına devredileceğini ifade eden Candaş, SPK’ya başvuruların yapıldığını ve onaylarını takiben işlemlerin Genel Kurul’a sunulacağını belirtti.
Candaş, “SPK tarafından yetkilendirilmiş değerleme kuruluşlarının raporları doğrultusunda gayrimenkullerin değerleri belirlenecek. Portföy yönetim şirketi tarafından kurulacak bu fonlara devredilen taşınmazlar üzerinde geliştirilecek projelerle şirketin, üretim dışındaki taşınmaz gelirlerinden faydalanması hedefleniyor. Ayrıca edinilecek fon katılım belgelerinin üçüncü kişilere teminat olarak gösterilmesi veya iadesi gibi tasarruf hakları da şirketin elinde bulunacak.” şeklinde konuştu.
Grup, halka açılmayı planlıyor
Yeniden yapılanma süreci ile Batıçim’in sermaye piyasalarındaki yeni enstrümanlara daha yakın hale gelmesi beklenmektedir. Grup, diğer iştiraklerini de halka arz etmeyi planlıyor. Batıliman’ın halka arzı için SPK’ya başvuruda bulunulduğunu kaydeden Candaş, “Batıliman için halka arz çalışmalarımıza devam ediyoruz. Grubun gelecek hedefleri arasında Batıliman önemli bir yere sahip. Büyümeye açık bir şirket olan Batıliman, cirosunun yüzde 80’ini grup dışındaki şirketlerden sağlıyor. Limanın derinliği büyük gemilere uygun. Yeni vinç ve depo elemanları yatırımı eklemeyi ve rıhtımlarla iskele arasındaki boşluğu doldurmayı planlıyoruz. Batıliman için SPK’dan gerekli izinlerin alınması ve halka arz sonrası diğer grup şirketimiz Batıbeton’u da halka açmayı düşünüyoruz.” diye ekledi.
Şirket, iş birlikleri, ortak projeler ve sektörel çeşitlilik anlamında yeni fırsatlar yaratmayı hedeflemekte ve bu adım ile yatırımcıların çıkarlarını gözeterek gelecekteki büyüme adımları için stratejik bir kaldıraç işlevi görmeyi amaçlamaktadır.
Türk çimentosu daha güçlü bir şekilde temsil edilecek
Değişen dünya dinamiklerine uyum sağlamanın, sadece büyüme için değil, kalıcı bir etki yaratmak için de gerekli olduğunu vurgulayan Batı Anadolu Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Gülant Candaş, yeniden yapılanma süreciyle ilgili şu sözleri kaydetti:
“Köklü bir sanayi geleneğini yenilikçi bir vizyon ile birleştiriyoruz. Operasyonel yapımızı sadeleştirirken, Türkiye’nin üretim gücünü küresel pazarlarda daha etkin bir şekilde temsil edecek adımlar atıyoruz. Kaynaklarımızı tek bir çatı altında toplamak hem verimlilik hem de sinerji ve inovasyon açısından büyük önem taşıyor. Bu hamle, müşterilerimize daha hızlı erişim sağlarken, üretimdeki esnekliğimizi artırmamıza ve sürdürülebilirliği tüm süreçlerin merkezine entegre etmemize yardımcı olacak. Lojistik avantajlarımızı bir kaldıraç olarak kullanarak, Akdeniz’den Atlantik’e uzanan coğrafyada Türk çimentosunun bayrağını daha güçlü bir şekilde dalgalandırmaya devam edeceğiz. Bu dönüşüm, geçmişin deneyimini geleceğin cesareti ile birleştiren bir yolculuk olarak görülebilir. Hedefimiz, sadece şirketimiz için değil, bölge ve ülke ekonomisi için de katma değerli bir miras bırakmaktır. Yaptığımız her adımın Türkiye’nin sanayideki iddiasını güçlendireceğine inanıyorum.” – İZMİR