BULLS Yatırım Uzmanları Cenk Akyoldaş ve Salih Oğuzhan Sever, altın piyasasındaki gelişmeleri değerlendirmek amacıyla gerçekleştirdikleri ekonomi söyleşisinde, altının fiyat hareketlerini ele aldı. Uzmanlar, altın fiyatlarının küresel jeopolitik riskler ve ekonomik belirsizlikler ışığında yeniden yatırımcıların ilgisini çektiğine dikkat çekti.
Bu bağlamda, Salih Oğuzhan Sever, 2011 ile 2020 yılları arasındaki altın fiyat hareketlerini analiz ederek yatırımcılara bazı tavsiyelerde bulundu. Sever, altının dönemsel bir yatırım aracı olduğunu vurgulayarak, uzun süreli düzeltme dönemlerinde sabırlı olunması gerektiğini ifade etti. “Altın, 2011 yılında 1.919 dolar seviyesini test ettikten sonra yaklaşık 5 yıl boyunca bir düşüş trendine girdi. 2015 yılında 1.000 dolarla dip seviyesini gördü. Bu durum, yüzde 50’lik bir geri çekilme anlamına geliyor. 2020 yılında tekrar 1.919 dolara ulaşması ise 9 yılı buldu ve bu süreçte reel kazanç sağlamadı” şeklinde konuştu.
Bulls Yatırım Yurtdışı Piyasalar Direktörü Cenk Akyoldaş, altının ons bazındaki teknik görünümünü inceledi. Kısa vadeli görünümde altın fiyatlarının 3.500 dolar seviyesinin ardından 3.290 dolara kadar geri çekilip çekilmeyeceğini takip edeceklerini belirten Akyoldaş, bu seviyenin altında bir kırılma yaşanması halinde 3.180-3.220 bandına kadar bir gerileme olabileceğini ifade etti. Açıklanacak olan makro verilere bağlı olarak, 3.300 dolar/ons seviyesinde kalıcılık sağlanması durumda 3.380 bölgesinin kısa vadeli hedef olabileceğini dile getirdi.
Mevcut jeopolitik belirsizliklerin gölgesinde, Akyoldaş, 2025 yılı için 3.700 dolar/ons seviyesinin hala geçerli bir kısa vadeli hedef olduğunu ifade etti ve altın fiyatlarında olası uzun vadeli düzeltmelerin hangi koşullarda gerçekleşebileceğine dair değerlendirmelerde bulundu.
Akyoldaş, bu bağlamda şunları aktardı: “Altını destekleyen temel dinamikler arasında jeopolitik riskler, enflasyon ve durgunluk (stagflasyon) beklentileri bulunuyor. Bu faktörlerde olumlu bir gelişme yaşanması halinde altındaki kalıcı bir düzeltme hareketi gündeme gelebilir. Ancak mevcut küresel konjonktürde söz konusu senaryonun kısa vadede gerçekleşme ihtimali düşük görünüyor. 2000’li yılların başından itibaren süregelen ana yükseliş trendinin zaman zaman yüzde 50’ye varan düzeltmeler içerdiğini, ayrıca yüzde 20’ler ve hatta yüzde 30’ları bulabilen düzeltme hareketlerinin de mümkün olduğunu belirtmek gerekir.”
Akyoldaş, son yükseliş dalgasının, Fed Başkanı Powell’ın görevden alınabileceği yönündeki spekülasyonlar ve bunun getirdiği endişelerle hız kazandığına dikkat çekerek, “Bu süreçte, altın 3 haftada 3.500 dolar/ons seviyesini test etti. Altın fiyatlarında önemli faktörlerde normalleşme ya da iyileşme görülmesi durumunda, 2.990 dolar altında kapanışlar düzeltmeyi tetikleyebilir. Bu da orta-uzun vadede fiyatların 2.200-2.300 dolar bandına çekilmesine yol açabilir” dedi.
Akyoldaş, altın fiyatlarını etkileyen unsurlar arasında jeopolitik gerilimleri (Ukrayna-Rusya, İran, Orta Doğu, Pakistan-Hindistan ve Çin-Tayvan), ABD’deki politik gelişmeleri, gümrük vergilerinin enflasyon üzerindeki etkisini ve faiz trendlerini sıraladı.
Uzman, “Bu riskler tamamen ortadan kalkmadığı sürece altın güçlü kalmaya devam eder. Ancak, jeopolitik çözümler, düşen enflasyon ve artan piyasa risk iştahı, altında daha belirgin bir gerileme yaratabilir” dedi.
