12-18 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilen Sosyal Güvenlik Haftası çerçevesinde, toplumda sosyal güvenlik bilincinin artırılması ve yayılmasına yönelik çeşitli etkinlikler düzenleniyor.
Bu haftada, İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürü Harun Sertbaş, sosyal güvenliğin önemine değinerek şu ifadeleri kullandı:
“Çalışma hayatı, birbirini tamamlayan unsurlar üzerine inşa edilmiş bir sistemdir. Bu unsurlardan birinin eksikliği, tüm yapıyı olumsuz etkileyebilir. Bireyler genellikle eğitimlerini tamamladıktan sona iş yaşamına geçiş yaparlar ve bu süreci sürdürülebilir kılmak için çaba harcarlar. Çalışmak sadece ekonomik bir gereklilik değil; aynı zamanda insan olmanın, üretken olmanın ve topluma katkı sağlamanın bir yansımasıdır. Aynı zamanda, çalışmak geleceği şekillendiren bir süreçtir. Sağlıklı ve güçlü bir geçmişe sahip bireyler, olası olumsuzluklarla daha kolay başa çıkma yeteneğine sahiptirler.”
Çalışma hayatında bireylerin çalışamamasına neden olabilecek çeşitli riskler mevcuttur. Bu risklerin gerçekleşmesi durumunda, gelir kaybını önlemek için sosyal güvenlik sistemi devreye girer. Sosyal güvenlik, bireylerin yaşamları boyunca karşılaşabilecekleri mesleki, fizyolojik ve sosyoekonomik risklere karşı koruma sağlamayı amaçlayan politikalar ve sistemler bütünüdür. Devlet tarafından yönetilen bu yapı; vatandaşlara sağlık hizmetleri sunmak, asgari yaşam standardını sağlamak ve yaşlılık, hastalık, malullük, işsizlik gibi durumlarda bireyleri koruma hedefi taşımaktadır.
“Sosyal güvenlik sistemimiz oldukça kapsamlı bir yapıdadır.”
Türkiye’de oldukça işlevsel ve gelişmiş bir sosyal güvenlik sistemi bulunmaktadır. Ancak bu sistemin faydalarından yararlanabilmek için, kayıtlı bir şekilde çalışmak gerekmektedir. Sosyal güvenliğin bu denli önemli olmasına rağmen, bazı vatandaşların hala sosyal güvencesi bulunmamaktadır. Bunun başlıca sebeplerinden biri kayıt dışı istihdamdır.
Kayıt dışı istihdam, çalışanların hizmetlerinin veya prime esas kazançlarının Sosyal Güvenlik Kurumuna hiç bildirilmemesi veya eksik bildirilmesi durumudur. Bu durum, hem çalışanlar hem de işverenler açısından ciddi olumsuz etkilere yol açmaktadır. Sigortasız çalışan bireyler; iş kazası, meslek hastalığı, hastalık gibi sigorta kapsamındaki yardımlardan mahrum kalmakta; yaşlılık, malullük aylığı, işsizlik maaşı gibi yasal haklardan faydalanamamaktadırlar. Aynı zamanda, bu bireylerin aileleri de benzer haklardan yoksun kalmakta, dolayısıyla mağduriyet yaşamaktadırlar.
İşverenler için kayıt dışı istihdam, rekabeti bozmakta ve ekonomik düzeni tehdit etmektedir. Yapılan denetimlerde kayıt dışı istihdam tespit edilirse işverenler, ciddi para cezaları ve diğer hukuki yaptırımlarla karşılaşmaktadır. Devlet perspektifinden bakıldığında ise, kayıt dışı istihdam önemli ölçüde prim ve vergi kaybına yol açmakta, çalışan ve emekli dengesi bozulmakta, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği tehlikeye girmekte ve gelir dağılımında adaletsizlik görülmektedir.
“Kayıt dışı istihdam, ülkemizin önemli bir problemi olarak ortaya çıkmaktadır.”
Kayıt dışı istihdam, mahalle bazında hepimizi etkileyen bir sorun olarak dikkat çekmektedir. Geçmişte, çeşitli yöntemlerle bu sorunun üstesinden gelinmeye çalışılmış ve bu çabalar sonucunda kayıt dışı istihdam oranlarında kayda değer düşüşler yaşanmıştır.
Sosyal Güvenlik Kurumu, kayıt dışı istihdamla mücadele amacıyla birçok strateji geliştirmiştir. Bu stratejiler arasında, hizmet kalitesinin artırılması, kurumlar arası veri paylaşımına dayalı denetimlerin güçlendirilmesi, mali yükün azaltılması için teşvik uygulamaları ve bilgilendirme faaliyetleri yer almaktadır.
Bu çerçevede, kurum işlemlerinin büyük bölümü elektronik ortama aktarılmış, işlem süreçleri hızlandırılmış ve bürokrasi azaltılmıştır. Kurumlar arası veri paylaşımı ile bankalar ve kamu kurumları, vatandaşların mesleki bilgilerini toplayarak periyodik olarak Kurumumuza iletmektedir. Bu verilerin analizi, il müdürlüklerinde kurulan “Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele (KADİM) Servisleri” aracılığıyla titizlikle yapılmakta, sigortasız çalışanların tespit edilmesi kolaylaşmaktadır.
Denetim öncesinde işverenlere gönderilen bilgilendirme yazıları, hak ve yükümlülüklerin hatırlanmasına yardımcı olmakta ve bu uygulama rehberlik anlayışını güçlendirmektedir. Ayrıca diğer kamu kurumlarında çalışan denetim elemanları da kendi denetimleri sırasında sigortalılık kontrolü yapmakta, sigortasız çalışanları Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirme zorunluluğu taşımaktadır. Bu sayede denetim ağı genişletilmiş ve etkinlik artırılmıştır.
İşverenlerin prim ödemelerinin düzenlenmesine teşvik etmek ve mali yüklerini azaltmak üzere uygulanan teşvik düzenlemeleri, daha fazla kişinin sigortalı çalışmasına katkı sağlamakta, özellikle dezavantajlı gruplara istihdam olanağı sunmaktadır.
“En fazla önem verilen hususlardan biri bilgilendirme ve rehberlik faaliyetleridir.”
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından düzenlenen denetimlerin yanı sıra, en önemli konulardan biri de bilgilendirme ve rehberlik çalışmalarıdır. Bu kapsamda, toplumun farklı kesimlerine yönelik seminerler, afiş ve broşür dağıtımları, reklam filmleri gibi etkinlikler düzenli olarak yapılmaktadır. Ayrıca, ulusal ve uluslararası kaynaklarla finansman sağlayarak kayıtlı çalışmanın teşvik edilmesi hedeflenmektedir.
Kayıt dışı istihdam, ülke olarak demokratik bir sorun teşkil etmekte; sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğine tehdit oluşturmaktadır. Kayıtlı çalışan sayısının artması, sosyal güvenliğin güçlenmesine ve bireylerin geleceğe güvenle bakabilmesine imkan tanıyacaktır.” – İSTANBUL