Analiz, Alman Yedek Askerleri Birliği’ne ait bir internet sitesinde yayımlandı ve Konrad Adenauer Vakfının Sahel Programı Başkanı Ulf Laessing’in kaleme aldığı bir çalışmayı içeriyor. Analize göre, Afrika’da artan etkinliğiyle Türkiye, yeni bir büyük güç olarak ön plana çıkıyor.
Analizde, Türkiye’nin Afrika’daki yükselişinin 2011 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Somali’ye yaptığı ziyaret ile başladığı vurgulanıyor. Türkiye’nin Afrika’yı fırsat olarak gördüğü ve Avrupa’nın bu konuda Türkiye’den öğrenebileceği stratejik yaklaşımlar geliştirdiği belirtiliyor.
Türkiye’nin kıtada büyükelçilik sayısını hızla artırdığına dikkat çekilen analizde, Afrika’nın Türk şirketleri için potansiyel bir pazar haline geldiği ve Türk firmalarının birçok sektörde faaliyet gösterdiği ifade ediliyor. Türk Hava Yolları’nın Afrika’daki ulaşım ağı da Türk şirketlerinin bölgedeki varlığını güçlendiriyor.
Türk savunma sanayisinin Afrika’da etkin bir şekilde faaliyet gösterdiği vurgulanan analizde, Türk insansız hava araçlarının bölgede rağbet gördüğü ve yerel orduların çatışmalarda başarılı bir şekilde kullandığına işaret ediliyor. Türk-IHA’ların Mali ve Burkina Faso gibi ülkelerde mevcut isyancılarla mücadelede etkili olduğu belirtiliyor.
Analizde Türkiye’nin Afrika’daki imajını güçlendirmek için yumuşak güç ve iletişim stratejileri geliştirdiği de öne çıkarılıyor. Özellikle eğitim alanında yapılan yatırımların Türkiye’nin Afrika’da sempati kazanmasına ve genç nüfusa hitap etmesine yardımcı olduğu belirtiliyor. Türk okulları ağı ve öğrencilere sağlanan burslar, Türkiye’nin kıtada aktif diplomatik ve kültürel iletişim kurmasında önemli rol oynuyor.
Sonuç olarak, analiz Türkiye’nin Afrika’daki artan etkinliğini ve bölgede yeni bir büyük güç olarak yükselişini detaylı bir şekilde ele alıyor. Türkiye’nin savunma sanayisi, eğitim ve kültürel ilişkiler alanlarında yaptığı yatırımların bölgedeki etkisine vurgu yaparak Türkiye’nin Afrika’daki rolünü değerlendiriyor.
