Türkiye, Orta Doğu’da büyüyen bir güç olma yolunda önemli adımlar atıyor. Esad rejiminin yıkılmasının ardından Suriye ile kurmuş olduğu stratejik ilişkiler ve bölgesel hamleleriyle dikkatleri üzerine çekiyor. Bu süreçte, Suriye’de muhalefete sağladığı destekle Türkiye, bölgedeki gücünü pekiştirmekte ve Orta Doğu’nun şekillenmesinde etkili bir aktör haline gelmektedir. Türkiye’nin bu yükselişi, özellikle işgalci politikalarıyla bilinen İsrail tarafından endişeyle izleniyor.
İsrail hükümeti tarafından oluşturulan Nagel Komitesi, Türkiye’nin artan gücü üzerine hazırladığı savunma raporunda, Türkiye’nin Osmanlı dönemindeki nüfuzunu geri kazanma isteğinin, İsrail ile gerilimi artırabileceğine ve hatta çatışmaya dönüşme potansiyeline dikkat çekti. Bu durum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bölgedeki daha iddialı siyasi hamleleri ve bazı analistlerin bu politikaları İsrail açısından tehdit olarak yorumlamalarıyla birleşince daha da önem kazandı.
Jerusalem Post’ta yer alan haberlere göre, Nagel Komitesi Türkiye’nin Suriye’deki yeni yönetimle kurduğu ittifakı ciddi bir tehdit olarak değerlendiriyor. Komite, bu tehdidin ciddiyetini vurgulayarak, savunma bütçesinin artırılması önerisinde bulundu. Raporda, Suriye’de iktidara gelen grupların Türkiye ile işbirliği yaparak İsrail’in güvenliğine yeni ve güçlü bir tehdit oluşturma riskine işaret edildiği belirtildi.
Komite, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yisrael Katz ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’e sunduğu tavsiyelerinde, Türkiye’nin giderek büyüyen bir tehdit olduğunu vurguladı. Netanyahu, Orta Doğu’da yaşanan köklü değişimlerin ışığında İran’ın uzun zamandır en büyük tehdit olarak bulunduğunu, ancak arenaya yeni güçlerin girdiğini belirtti. Bu bağlamda, raporun Israel’in geleceğini güvence altına almak için bir yol haritası sunduğunu ifade etti.
Nagel Komitesi, aynı zamanda İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) Türkiye gibi bölgesel tehditlerle başa çıkabilmesi için savunma bütçesinin gelecek beş yıl içinde artırılmasını öneriyor. Bu önerilerin ışığında, olası bir Türkiye ile çatışma durumunda gereken önlemler de belirlendi. Komite, İsrail’in uzun menzilli vuruş kabiliyetini güçlendirmek için ek F-15 savaş uçakları, yakıt ikmal uçakları ve insansız hava araçları gibi gelişmiş silahların satın alınmasını tavsiye etti.
Öte yandan, çok katmanlı hava savunma sistemlerinin güçlendirilmesi de raporun önemli bir diğer maddesi olarak öne çıktı. Komite, Demir Kubbe, Davud’un sapanı ve yeni faaliyete geçen Demir Ok lazer tabanlı savunma sisteminin geliştirilmesini önerdi. Ayrıca, Ürdün Vadisi boyunca tahkim edilmiş bir güvenlik bariyerinin inşa edilmesi de tavsiye edilen bir başka önlem olarak dikkat çekiyor.
Sonuç olarak, Türkiye’nin Orta Doğu’daki etkisi ve Suriye ile olan ilişkileri, İsrail’in güvenlik stratejileri üzerinde derin bir etki yaratıyor. Her iki ülke arasındaki gerilim, bu dinamiklerin ışığında giderek daha fazla gündeme geleceğe benziyor.