Rekabet Gücünün Kaybı
Dünyanın ikinci büyük tedarik zinciri ve beşinci büyük üreticisi konumundaki Türk hazır giyim endüstrisi, 2022 yılından itibaren hızla kaybetmeye başladığı rekabetçilik nedeniyle tarihi bir gerileme sürecine girdi. Uzun yıllar boyunca dünya hazır giyim ticaretinde önemli bir yer edinen sektör, son dönemde yaşadığı düşüşle dikkat çekiyor. Dünya hazır giyim ticaretinden aldığı pay, 35 yıl sonra ilk kez %3’ün altına inmişken, ana pazarı olan Avrupa Birliği’nden aldığı pay da 30 yıl sonra %5’in altına düştü.
Kırılma Noktası: İhracat ve İstihdam Sorunları
Türk Giyim Sanayi Derneği (TGSD) Başkanı Toygar Narbay, sektörün şu anda bir kırılma noktasında olduğunu belirtiyor. Narbay, “Bu yılın ilk yarısında dünya hazır giyim ticareti büyürken, ihracatı gerileyen tek ülke Türkiye oldu” diyerek bu durumu vurguladı. İthalatın, iç üretimden daha ucuz hale gelmesi, istihdam kaybının durdurulamaması ve şirketlerin öz sermayesinin neredeyse tamamen kaybedilmesi, sektörün karşılaştığı zorlukların başında geliyor.
Taleplerin Karşılanmaması Durumunda Tehditler Artıyor
Narbay, sektörün yeniden ayağa kalkabilmesi için gerekli taleplerin karşılanmaması durumunda, üretim ve rekabet koşullarının daha uygun olduğu ülkelere taşınmaların kaçınılmaz olacağını ifade etti. Ayrıca, mevcut yatırımların da bu ülkelere kaymasının artacağına dikkat çekti. Narbay, “Böyle giderse kaybeden ülkemiz olacak” uyarısında bulundu.
Gelecek İçin Umut ve Çözüm Önerileri
Türk hazır giyim sektörünün karşılaştığı bu zorlu süreç, sadece ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal etkileri de beraberinde getiriyor. İstihdam kayıpları, ailelerin geçim kaynaklarını tehdit ederken, sektörün geleceği için acil çözüm önerileri geliştirilmesi gerektiği aşikâr. Uzmanlar, sektörün rekabetçiliğini artırmak ve sürdürülebilir bir büyüme sağlamak için yenilikçi stratejilerin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Sonuç olarak, Türk hazır giyim endüstrisinin yaşadığı bu tarihi gerileme, hem sektör çalışanları hem de ülke ekonomisi için büyük bir tehdit oluşturuyor. Hızla değişen global pazar koşullarında ayakta kalabilmek için gerekli önlemlerin alınması, sektörün geleceği açısından kritik bir önem taşıyor.