Türk baharatları ve aromatik bitkileri, dünya genelinde 156 farklı ülkedeki mutfaklarda kullanılan önemli lezzet unsurları arasında yer alıyor. Geçtiğimiz yıl bu sektördeki ihracat, 250 milyon dolara ulaşarak ülke ekonomisine önemli bir katkı sağladı.
Baharat ve aromatik bitkiler, hem Türk hem de uluslararası mutfakların vazgeçilmez bileşenleri arasında bulunuyor. Türkiye, sahip olduğu iklim avantajı sayesinde çeşitli türlerin yetiştirilmesine imkân tanırken, bu alanda yaptığı ihracat ile de dikkat çekiyor.
Aromatik Bitkiler ve Baharat Üreticileri Derneği (ABÜDER) Başkanı Aydın Acun, AA muhabirine verdiği bilgilerde, Türkiye’nin florasında 600’den fazla aromatik bitki türü bulunduğunu belirtti.
Acun, Anadolu ve Trakya’nın zengin bitki çeşitliliğine sahip bir coğrafya olduğunu vurgulayarak, Türkiye’de birçok yöresel ot ve baharatın mevcut olduğunu ifade etti.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin baharat üretiminde en önde gelen yer olduğunu kaydeden Acun, “Burada kırmızı biber üretimi oldukça yüksek; yılda yaklaşık 350 bin ton kırmızı biber üretiliyor. Bu ürünleri pul biber ve acı-tatlı toz biber olarak tüketiyoruz.” dedi.
Türkiye’de en çok tüketilen baharatlar arasında pul biber ve tatlı-acı kırmızı toz biberin yer aldığını belirten Acun, ayrıca ithal edilen Hindistan cevizi ve karabiberin de sıkça kullanıldığını ifade etti. Çeşitli baharatlar arasında susam, kimyon, çörekotu, sumak, kekik ve nane gibi ürünler de büyük ilgi görüyor.
Aydın Acun, bazı baharatların Türkiye’de uygun iklim koşulları nedeniyle üretilemediğini, ancak iklimin izin verdiği tüm baharatların üretiminde başarılı olunduğunu vurguladı. Örneğin, Türk kimyonunun kalitesinin dünya genelinde takdir edildiğine dikkat çekerek, “İç Ege, İç Anadolu, Karadeniz ve Akdeniz’in iç bölgelerinde tarımsal olarak kullanılmayan alanlarda kimyon gibi aromatik bitkilerin üretimi artırılabilir.” şeklinde konuştu.
Baharat ve aromatik bitki sektörünün Türkiye ekonomisine sağladığı katkının büyük olduğunu belirten Acun, “Sektörümüz, hem iç pazar hem de dış pazar açısından ekonomimize geçen yıl 60 milyar lira katkı sağladı. Türkiye’de tarımsal üretimden satış aşamasına kadar çok daha geniş boyutlara taşınabilecek bir potansiyel mevcut.” dedi.
ABD, uzun süredir Türk baharatları için en büyük pazar konumunu taşıyor. İkinci sırada Almanya bulunuyor; Almanya’nın etnik yapısı ve kendi potansiyeli bu pazarı önemli kılıyor. Çin ise defne yaprağı ve kekik gibi ürünlerde Türkiye için başka bir büyük pazar olarak dikkat çekiyor. Türk baharatları, 5 kıta üzerinden 156 ülkeye ihraç ediliyor.
2022 yılında Türkiye, ABD’ye 31 milyon dolarlık, Almanya’ya da 22 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirerek geçtiğimiz yılı 250 milyon dolarlık bir ihracatla kapattı. 2024 yılının, sektör açısından daha başarılı geçeceği umuluyor.
Aydın Acun, 2025’teki baharat ve aromatik bitkiler ihracatının 2024’ü geçmesini umduklarını, ancak dünya ticaretindeki dalgalanmaların belirsizlik yarattığını ifade etti.
Türkiye, defne yaprağı ve kekik konusunda dünyada önemli bir oyuncu olarak öne çıkıyor. Defne yaprağında dünya pazarının %50’sinden fazlasının, kekikte ise yaklaşık %50’sinin Türkiye tarafından ihraç edildiği belirtiliyor. Her iki ürün de geçtiğimiz yıl 70 milyon doları aşan ihracat değerleri ile dikkat çekti.