Amerika Birleşik Devletleri, 5 Kasım 2024 tarihinde gerçekleştirilecek olan başkanlık seçimlerine oldukça heyecanlı bir şekilde hazırlanıyor. Seçimlerde, eski başkan Donald Trump ile mevcut başkan Kamala Harris arasında kıyasıya bir rekabet yaşanması bekleniyor. Giderek artan bu rekabet, hem siyasi çevreleri hem de halkı etkisi altına almış durumda. Anketler Ağustos ayından bu yana Harris’in önde olduğunu gösterse de, son günlerde Trump’ın yükselişe geçmesi bazı endişeleri de beraberinde getiriyor.
Mevcut başkan Joe Biden, Trump’ın yeniden Beyaz Saray’a dönmesi olasılığının yalnızca kendi siyasi kariyerine değil, dünya genelindeki liderlere de endişe verdiğini belirtmektedir. Biden, bu durumu New Hampshire eyaletinde yaptığı bir konuşma sırasında dile getirdi. Dünya’nın dört bir yanında bulunan liderlerin, Trump’ın iktidara geri dönme ihtimalinden duyduğu korkuyu aktaran Biden, kendisiyle yapılan özel görüşmelerde liderlerin, “Joe, o (Trump) kazanamaz. Demokrasim tehlikede.” şeklinde endişelerini paylaştıklarını ifade etti. Biden’a göre, ABD dışındaki dünya liderlerinin, Amerika’nın dünya üzerindeki etkinliğinin önemini vurgulaması gereken bir süreçte böyle bir endişenin yaşanması, dikkat çekici bir durum.
Biden’ın konuşmasından sonra, eyaletteki kampanya ofisine giderek Trump hakkındaki eleştirilerini sürdürdüğü bildiriliyor. Biden, Trump’ın demokrasiyi tehdit ettiğini savunarak, “Onu hapse atmalıyız.” şeklinde bir ifade kullandı. Ancak Biden hemen ardından ifadesini değiştirerek, “Siyasi olarak onu dışarıda bırakmalıyız. Yapmamız gereken bu.” dedi. Bu durum, Biden’ın Trump’a karşı olan tutumunun ne kadar sert olduğunu ancak aynı zamanda siyasi stratejisini de hesaba katmak zorunda olduğunu gösteriyor.
Trump’ın kampanya sözcüsü Karoline Leavitt ise, Biden’ın açıklamalarına ilişkin tepki gösterdi. Leavitt, Biden’ın “gerçeği ifade ettiğini” üstelik Biden’ın ve Demokrat Partinin başkan adayı Kamala Harris’in Trump’a karşı olan yaklaşımının, rakiplerini adil bir şekilde yenemedikleri için siyasi olarak zulmedilmesi olduğunu ifade etti.
Bu seçimler, sadece adaylar açısından değil, aynı zamanda Amerikan demokrasisi ve uluslararası ilişkiler açısından da büyük önem taşıyor. Biden’ın liderlik anlayışı ile Trump’ın gerilimli geçmişi arasında bir denge bulmak, hem iç siyasi dengeleri hem de dış ilişkileri etkileyecek bir durum yaratıyor. Seçimlere kalan kısa süre içerisinde, hangi tarafın öne çıkacağı ve stratejilerinin nasıl şekilleneceği merakla bekleniyor. Kamuoyunun ilgisinin yoğun olduğu süreçte, seçim sonuçlarının ülkenin geleceği açısından ne denli kritik olacağı konusunda herkes hemfikir durumda. Tüm bu gelişmeler, 5 Kasım 2024’te yapılacak olan seçimlerin ne denli önemli bir dönüm noktası olacağını gözler önüne seriyor.