USD38,03
%0.3
EURO43,27
%1.61
EURO/USD1,14
%1.42
BIST9.380,95
%0.45
Petrol64,76
%2.26
GR. ALTIN3.959,59
%2.27
BTC3.244.924,79
%2.21
  1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Safra: Sağlığınızın Gizli Kahramanı!

Safra: Sağlığınızın Gizli Kahramanı!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Büyükler, en başından itibaren isimlendirmelere son derece önem vermişlerdir. İsimlendirmenin, insan, hayvan ve eşyalara uygun bir şekilde yapılması gerektiğine inanılır. Buna göre, vücudumuzun önemli salgılarından biri olan safraya da mısrasına uygun bir isim verilmiştir.

Safra kelimesi, sözlükte “balonlardaki pilotların, uçuştaki ağırlığı azaltmak için attıkları yük” olarak tanımlanıyor. Ancak vücudumuzda anlamı çok farklıdır. Arapça ve Osmanlıcada “öd” anlamına gelen bu kelime, “asfar” yani “koyu sarı” rengi ifade eder. Dr. Fırat Erdoğan, safranın önemi konusunda dikkat çekici bilgiler sunmaktadır.

Safra sıvısı, karaciğer tarafından üretilir ve safra kesesinde depolanır. Yemek yenildiğinde on iki parmak bağırsağına (duodenum) salınan bu sindirim sıvısı, yaklaşık 8-10 cm uzunluğunda ve dolduğunda 4 cm genişliğe ulaşabilen bir kesede bulunur. Kapasitesi dolu olduğunda yaklaşık 50 ml kadar, yani yarım çay bardağı kadar salgı içerir. İçeriğinde kolesterol, su ve safra tuzları mevcuttur ve günlük üretimi ortalama yarım litre kadardır.

Safranın en temel işlevi yağların sindirimidir. Sık tüketilen yağlar, su ile karışmadığı için sindirimde zorluk yaratabilir. Bu noktada safra tuzları, emülsifikasyon işlemiyle yağların küçük parçacıklar haline gelmesini sağlar. Bu sayede ince bağırsaktan emilen yağ, gerekli enzimlerle birleşerek sindirimi kolaylaştırır. Ayrıca A, D, E ve K vitaminleri gibi yağda eriyen vitaminlerin emilimi için de safranın rolü büyüktür. Bu vitaminler, vücuda alınsa bile safra yardımı olmadan emilemez.

Eritrositlerin, yani kırmızı kan hücrelerinin ortalama 120 günlük bir ömrü vardır. Bu hücrelerin yıkımından elde edilen bilirubin, safranın görevleri arasında yer alır. Bilirubinin atılmaması durumunda sarılık gibi sağlık sorunları oluşabilir.

Safra, mide asidinin ince bağırsaklara zarar vermesini önler ve ortamı nötralize eder. Bayram yemeklerinde, aşırı tüketim gerçekleştiğinde ince bağırsağın ilk bölümlerinden kolesistokinin salgılanır. Bu da safra kesesinin hemen harekete geçerek safrayı on iki parmak bağırsağına göndermesini sağlar. Kesenin işlevi yalnızca depolamak değil; aynı zamanda gelen salgıyı yoğunlaştırarak yaklaşık on kat daha konsantre yapmak üzere tasarlanmıştır.

Bu önemli sistemin işlevinde aksaklıklar meydana gelebilir. Kan hücrelerinin yıkımından gelen bilirubin ve kolesterolün yoğunlaşması, safra taşlarının oluşmasına neden olabilir. Taşlar genellikle sessiz kalsa da, ciddi ağrılar meydana getirebilir. Taşların safra kesesini ya da safra yollarını tamamen tıkaması durumunda, şiddetli kolesistit veya pankreas iltihabı ortaya çıkabilmektedir. Gecikmeler ve cerrahi riskler, bu durumda ölüme kadar gidebilir. Tarihte bu durumu yaşayan büyük karakterlerden biri olarak “Büyük İskender” örnek gösterilmektedir.

Safra taşı, her on yetişkin bireyden yaklaşık birinde görülebilmektedir. Yapılan araştırmalarda bazı risk grupları belirlenmiştir. Bu gruplar İngilizce’de “F” harfiyle başlayan beş özellikten oluşmaktadır:

Female: Kadın

Forty: Kırklı yaşlar

Fat: Obezite

Fertil: Doğum yapmış olmak

Fair: Açık tenli olmak

Bu beş özelliği bilmek, safra kesesini korumak için yararlı olabilir; ancak bu durumlar çoğu zaman kaderle bağlantılıdır. Cinsiyet ve ten rengi doğuştan sahip olunan özelliklerdir. Kırklı yaşlara ulaşmak ise yaşamın doğal bir sürecidir. Sağlığını korumak isteyenlerin, kilo vermesi önerilmektedir.

Başlangıçta basit hazımsızlık şikayetleriyle kendini gösteren sorunlar zamanla şiddetli karın ağrılarına dönüşebilir. İlk aşamada kan testleri ile yapılan incelemeler, başarılı bir teşhis koymaya yardımcıdır. Ultrasonografi ise bu konuda oldukça etkili bir yöntemdir; hastaya fiziksel olarak dokunarak, radyasyon kullanmadan tanı koyma imkanı sağlar.

En büyük endişelerden biri de, pankreas kanserinin bu benzer belirtilerle başlayabilmesidir. Eğer ilaç ve diyet tedavisi yetersiz kalıyorsa, cerrahi müdahale ile safra kesesi çıkarılmaktadır. Ancak bu işlemde dikkat edilmesi gereken husus, safra salgısının doğrudan işlev yerlerine gitmesidir. Ameliyat sonrasında karın ağrıları geçse de, yağlı yiyeceklerin sindirilmesinde bazı zorluklar yaşanabilir.

Sağlıklı beslenmeyi sürdürebilmek için, özellikle yağlı yiyeceklerin azar azar tüketilmesi önerilmektedir. Bu sayede, safra salgısını yormadan bir ömür sürdürmek mümkün olabilir.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Safra: Sağlığınızın Gizli Kahramanı!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Gazetemize Abone Olabilirsiniz.

Yeni haberlerden anında haberdar olmak için e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Haber Kontak ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!