Pera Müzesi, 20. yılında İsveçli sanatçı Åsa Jungnelius’un Türkiye’deki ilk kişisel sergisini sanatseverlerle buluşturuyor. Toprak, Ateş, Su ve Havayla Yazılmış Bir Dize başlıklı sergi, 16 Eylül 2025 – 18 Ocak 2026 tarihleri arasında ziyaret edilebilecek. Elif Kamışlı’nın küratörlüğünü üstlendiği bu sergi, camı doğa, tarih ve toplumsal bellekle ilişkilendiren çalışmalarıyla öne çıkıyor.
Serginin Teması ve Anlamı
Sergi, dört elementi başlığına taşıyarak doğanın gücüne atıfta bulunuyor ve her şeyin birbirine bağlı olduğu bir evren fikrini yansıtıyor. Jungnelius’un eserleri, izleyicilere sanatçının yolculuğunu, tarihin izini, malzemenin öyküsünü ve yapma eyleminin duyularla ilişkisini keşfetme fırsatı sunuyor. Camın yalnızca bir malzeme değil, aynı zamanda doğa, tarih ve kültür arasında köprüler kuran bir ifade biçimi olarak ele alındığı sergi, izleyicileri malzemeyle kurulan çok katmanlı ilişki üzerine düşünmeye davet ediyor.
Sanatçının Pera Müzesi ile Bağlantısı
Åsa Jungnelius, Pera Müzesi’ne yabancı bir isim değil. Sanatçının daha önce 2014 yılında düzenlenen Aurora: Kuzey Ülkelerinden Çağdaş Cam Sanatı sergisinde eserleri İstanbul’daki izleyicilerle buluşmuştu. Bu kez, Türkiye’deki ilk kişisel sergisiyle, süreç bazlı üretim ve iş birliklerine dayalı kapsamlı bir kurguyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. Sergide, üfleme cam ve mermer heykeller aracılığıyla sanatçının yolculuğu gözler önüne seriliyor.
Küratörün Değerlendirmesi
Küratör Elif Kamışlı, Jungnelius’un üretim pratiğini şu sözlerle değerlendiriyor: “Önce bir his ya da fikirle başlıyor, sonra acele etmeden o çıkış noktasının açtığı yolları izliyor. Ara ara toprağın ya da malzemenin ona diyeceklerini duymak için durup bulunduğu ortamın kendine nüfuz etmesine izin veriyor. Bilinmeyene adım atmaktan korkmuyor ve süreçte kaybolurken belirsizliği kucaklamaktan çekinmiyor.”
İki Yolculuğun İzleri
Serginin çerçevesini iki yolculuk oluşturuyor. İlk yolculuk, Nemrut Gölü kıyılarından Kars’a, doğal cam olarak tanımlanan obsidyen kaynaklarına uzanıyor. Üç farklı bölgeden toplanan taşlar, Jungnelius’un burada geçirdiği zamanı temsil eden koleksiyonunun bir parçası olarak vitrinlerde sergileniyor. Doğu Anadolu’daki obsidyen yataklarına yapılan yolculuk, taşın izlerinin coğrafya boyunca takip edildiği bir okuma sunuyor.
İkinci yolculuk ise Şişecam’ın el yapımı cam fabrikası için Denizli’ye yapılıyor. Sergideki dört eser, ustaların üretimdeki nesneleri son aşamada serbest üfleyerek nihai formu vermeleriyle ortaya çıkıyor. Bu işler, bilinmeyen arasındaki gerilimi ve kusurları kucaklayarak ömrünü bir malzemeye adayanların ruhunu mekâna taşıyor.
Malzemeler Arasındaki Bağlar
Sergilenen cam ve mermer heykeller, tarihi cam nesneler, arkeolojik buluntular ve göçebe geleneklerin el dokuması ipleriyle kurulan diyalog sayesinde farklı dönem ve kültürler arasında bağlar kuruyor. Sergi kurgusundaki yapı iskelesi, geçmişin bugüne taşınmasını sağlarken, bilinmeyen bir gelecek inşasının unsuru olarak gündelik hayatta karşımıza çıkıyor.
Fotoğrafın Rolü
İsveçli fotoğrafçı Peo Olsson, sanatçının üretim süreçlerine ve arazi çalışmalarına eşlik eden fotoğraf serileriyle serginin araştırma damarını görünür kılıyor. Bu eşlik, doğal camın oluşumundan fırının içindeki dönüşüme kadar malzemenin coğrafi ve kültürel izlerini belgeliyor ve sergideki heykelsi formlarla görsel bir diyalog kuruyor.
Serginin Destekçileri
Şişecam’ın eser üretimi, Orrefors Kosta Boda’nın nakliye sponsorluğu, İsveç Konsolosluğu ve Araştırma Enstitüsü’nün katkılarıyla gerçekleşen Åsa Jungnelius: Toprak, Ateş, Su ve Havayla Yazılmış Bir Dize, 16 Eylül 2025 – 18 Ocak 2026 tarihleri arasında Pera Müzesi’nde görülebilir. Bu sergi, sanatseverlere unutulmaz bir deneyim sunmayı hedefliyor.