G-QXXHXL9JW0
USD34,07
EURO37,94
CNY4,82
GBP45,22
EURO/USD1,11
BIST9.774,49
Petrol73,37
GR. ALTIN2.802,42
BTC2.121.231,93

Osman Hamdi Bey ve Kaplumbağa Terbiyecisi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

1959 yılı, Şişli’ deki bir köşk, polis ekiplerince mühürlendi. Bu evde ünlü bir armatör yaşıyordu: Saim BİRKÖK

Hiç evlenmemişti. Askerlik arkadaşının kendi isminde olan oğlunu evlat edindi. Okuması için İsviçre ‘ye gönderdi. Bütün servetini ve sahip olduğu tersaneyi ona bırakmayı düşünüyordu. Ancak Balat’taki tersanede çıkan bir tartışmada manevi oğlunu tek kurşunla öldürdü. Bu olay yaşandığında Saim Birkök 76, ölen manevi oğlu Saim Gökoğlu 45 yaşındaydı.

1960 yılının ilk ayları. Sanat tarihçisi Prof. Mustafa Cezar, Şişli ‘de mühürlü bir evde, sanatsal değerinin yanında tarihi değeri de yüksek olan, kırktan fazla tablonun varlığını öğrendi. Köşkün sahibi Saim Birkök, resme meraklı bir sanat severdi. Ancak işlediği cinayetten dolayı Sultanahmet Cezaevinde yatmaktaydı. Hapishaneyi ziyaret edip Saim Birkök‘ten izin aldı. Mühürlü kapı, hakim eşliğinde açıldı. Ve ortaya muhteşem bir hazine çıktı. Kaplumbağa terbiyecisi başta olmak üzere beş tanesi Osman Hamdi Bey’e ait kırk tablo gün yüzüne çıkmıştı.

Tabloların fotoğrafları çekildi. Sonra köşkün kapısı tekrar mühürlendi. Böylelikle ilk defa bu tablonun gerçek bir görüntüsü ortaya çıkmıştı.

1961 yılı. Kanser hastasıydı. Bir süre sonra vefat etti. Arkasından büyük bir miras kavgası başladı. Tablolar, anlaşmazlık nedeniyle Resim Heykel Müzesi ‘ne teslim edildi.

Kaplumbağa terbiyecisi de, 20 yıl kadar sonra, açık artırmayla bankacı Erol Aksoy‘ un eline geçecekti. Erol Aksoy, tabloyu sahibi olduğu İktisat Bankası’nın koleksiyonuna ekledi.

12 Aralık 2004 Pazar. İktisat Bankası‘nın koleksiyonunda bulunan Kaplumbağa Terbiyecisi isimli tabloya, bankanın batması nedeniyle TMSF tarafından el konulmuştu. Müzayede başladığında, çekişme iki müze arasında geçiyordu; İstanbul Modern ve Pera Müzesi. rakam çok yukarılara çıktı. Öyle ki, son teklif (o yılların değeri ile) 5 trilyon lirayı gösterecek tabela yoktu.

Müzayedeyi gerçekleştirenler bu kadarını beklemiyordu. Kaplumbağa Terbiyecisi‘nin yeni sahibi Pera Müzesi oldu. Ödenen 5 trilyon, Türk resim sanatı için bir rekordu. Bu yüksek ücret, tablonun ününe ün kattı.
Türkiye’nin bir nevi Mona Lisa’sı haline geldi.
Aslında Kaplumbağa Terbiyecisi’nin bir de ikizi var. Osman Hamdi Bey, birçok oryantalist ressam gibi beğendiği tabloyu bir kez daha çizmişti.
Şimdiye kadar anlatılan, 1906 yılında yapılan ilk tablonun hikayesiydi. 1907 yılında ise resmi tekrar yaptı.
2. çalışma bir şekilde Londra’ ya kadar gitmişti. Erol Simavi 1984 yılında bu resmi 100 bin dolara satın aldı. Halen Belma Simavi‘nin koleksiyonunda bulunan tablo, Sakıp Sabancı Müzesi‘nde sergileniyor.

İki resim arasında farklar var; kaplumbağaların sayıları ve yerleri, duvarda asılı olan Allah ve Muhammed yazılı tablo, yerde duran vazo ve pencere kemeri gibi.

Tabloda gördüğümüz erkek figürü Osman Hamdi Bey’in kendisidir. Çoğunlukla resmini çizeceği ortamda, doğuya özgü kıyafetler giyip kendi fotoğrafını çektirir. Sonra fotoğrafa bakarak yapar resimlerini. Kaplumbağa Terbiyecisi de bu şekilde çizilmiştir.
Tablodaki mekan, Bursa’daki Yeşil Cami’dir. Osman Hamdi Bey çizime burada başlamış, daha sonra çekilen fotoğraf yardımıyla kendi atölyesinde bitirmiştir.

Peki Kaplumbağa Terbiyecisi bize ne anlatıyor? Bunu anlamak için tabloyu incelemek gerek:

Kırmızı kaftan giymiş, derviş kıyafetleri içinde sakallı, kambur yaşlı bir adam, yerde marul yiyen kaplumbağalara bakıyor. Ama biraz düşünceli, karamsar ve yorgun bir bakış.
Sırtında bir nakkare (küçük bir davula benzer bir çalgı, Mevlevi müziğinin dört temel çalgısından da birisi) asılı ve buna bağlı mızrap (nakkareyi çalmaya yarayan nesne) boynundan aşağı sarkmış.

Ellerini arkasında kavuşturmuş, bir Ney tutuyor. Kırbaç değil de neden Ney? Anlaşılan kaplumbağaları Ney üfleyerek, Nakkare çalarak yani musikiden yararlanarak terbiye etmeye çabalıyor.

Ama yaşlı adamın Ney’i tutuşuna daha dikkatli bakacak olursak, Ney’i üfleme hazırlığında değil sanki vazgeçmiş, çabaları sonuçsuz kalmış…
Verilmek istenen mesajın ne olduğunu doğru yorumlamak için, Osman Hamdi Bey ‘in hayatı hakkında biraz bilgi sahibi olmak gerek.
Osman Hamdi Bey, ilk Türk arkeoloğudur. Dünyaca ünlü İskender Lahidi‘ni bulan ve İstanbul ‘a getiren kişidir.
Çağdaş Türk müzeciliğinin öncülerindendir. İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin kurucusu ve ilk müze müdürüdür. Dönemin Kültür bakanı.
Sanayi – i Nefise Mekteb-i Alisi‘ni yani Güzel Sanatlar Akademisi‘nin kurucusudur.
İşte tablodaki kaplumbağalar ;devletin hantal işleyen bürokrasisi ve değişime direnen, ağır aksak ilerleyen toplumun kendisiydi. Yaşlı dervişin kendisi olduğunu belirtmiştik.

Osman Hamdi Bey ‘in, bu tablo yapılırken nereden esinlendiği de ortaya çıkmıştır. Abonesi olduğu Fransız Le Tour de Monde‘ nin 1869 yılındaki bir sayısında orada yayınlanan gravüründen esinlendiği babasına gönderdiği bir mektuptan anlaşılıyor.
Benzerlikler olsa da Osman Hamdi Bey ‘in Kaplumbağa Terbiyecisi, renklerin ve ışığın kullanımı, tablonun derinliği ve verdiği mesajla çok daha değerli…

Kaynak: Ergun Yılmaz / Buğra Derci, Bütün Dünya Dergisi, Başkent Üniversitesi Kültür Yayınları.

Daha Detaylı Bilgi İçin Kaynaklar:

https://youtu.be/yrZ5Lh6Q6XQ?si=hNgw3m68YW3Q8SFK

https://youtu.be/Rot-rx6IazA?si=LaVtKRveF9uh2Gb4

https://youtu.be/YxcetXzPzr8?si=6-MFq5Bspvtvjxmo

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Osman Hamdi Bey ve Kaplumbağa Terbiyecisi

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Kontak ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!