Paksoy, devamında “Bugün burada bir serzenişte bulunmak amacıyla değil, samimi bir çağrıda bulunmak üzere toplandık. Kimseyi suçlayıp hedef göstermek amacında değiliz. Sorunların tüm paydaşlarla birlikte çözüme kavuşması gerektiğine inanıyoruz. Mühendislik Meslek Kanunu bizim en öncelikli ve temel talebimizdir. Ayrıca zam taleplerimizi de altını çizerek belirtmek isterim” dedi.
Paksoy, enflasyon farkı ödemesini bir zam gibi görmediklerini ifade ederek, “Enflasyon farkı zam değildir. Zam, refah payıdır; enflasyon farkı ise yalnızca mevcut alım gücünü koruma amacı taşır. Dönemsel artışlara ek olarak, her ay açıklanan TÜİK enflasyon oranının maaşlara otomatik olarak yansıması zorunludur. Mühendis ve teknik personelin en büyük talebi Mühendislik Meslek Kanunu’dur. Bu yasa sadece bir meslek yasası değil, aynı zamanda ülkemizin kalkınma güvenliğidir. Bu kanun olmadan, bizler emeklerimizin karşılığını alamayacağı gibi, geleceğe güvenle de bakamayız” şeklinde konuştu.
Paksoy, 2025 yılının Türkiye’de aile yılı olarak ilan edilmesi vesilesiyle, kamu çalışanlarının aile yaşamını destekleyecek sosyal yardımlarının güçlendirilmesini talep ettiklerini ifade etti. Aile yardımı olarak aylık 10 bin TL, çocuk yardımı olarak çocuk başına aylık 10 bin TL ve doğum yardımı olarak en düşük memur maaşı miktarında bir defaya mahsus yardım talebinde bulunduklarını aktaran Paksoy, ayrıca kamu konutu kullanmayan personele aylık 20 bin TL kira yardımı talep ettiklerini belirtti. Büyükşehirlerde yaşamanın zorluğunu göz önünde bulundurarak, aylık 10 bin TL büyükşehir tazminatı istediklerini de sözlerine ekledi.
Ülke genelinde mühendislik eğitiminin kontrolsüz bir şekilde yayılmasının temel sorunları ortaya çıkardığını kaydeden Paksoy, “Mühendislik Fakülteleri sayısı plansız bir şekilde artırıldı ve başarı sıralamaları düşürüldü. Bu durum mühendisliğin temeli olan matematik ve fiziği bilmeden bu alana giren öğrencilerin varlığına yol açtı. Mühendislik ciddi bir meslektir ve saygınlık gerektirir. Bu nedenle başarı sıralamalarını yükseltmeli, kontenjanları azaltmalı ve niteliksiz fakültelerin kapatılması gerektiğini savunuyoruz” dedi.
Paksoy sözlerini, “Mühendis Tek-Sen Ulaştırma sendikası olarak 8’inci Dönem Toplu Sözleşmeyi iki ana başlık altında topladık. Birincisi tüm memurları ilgilendiren konular, diğeri ise mühendis ve teknik personeli kapsayan konulardır. Mühendislik Meslek Kanunu çıkarılmalı, zam taleplerimizin yanı sıra enflasyon farkının da kabul edilmemesi gerektiğini belirtiyoruz. Aile yılına yönelik taleplerimizle aile yaşamını iyileştirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca, 5, 10 ve 15 yıllık mühendisler için kademeli unvan değişikliği ve bu değişiklikler sırasında %20 maaş artışı talep etmekteyiz” diyerek tamamladı.
GÜLER: “Mesleki sorumluluk riskleri sigorta kapsamında güvence altına alınmalı.”
Mühendis Tek-Sen Enerji Sendikası Genel Başkanı Mümin Güler ise mühendis ve teknik hizmet çalışanlarının mevcut durumuna dikkat çekerek, “Bu meslek grubu, ciddi riskler alarak çalışan fakat yoksulluk sınırının altında yaşamaya çalışan bireylerden oluşmaktadır. Dengi meslek gruplarına göre çok daha gerideyiz ve bu durumun bir an önce düzeltilmesi gerekiyor. Ayrıca mesleki sorumluluk risklerinin sigorta kapsamına alınması gerektiğini vurgulamak istiyorum. Devletimizin bu konuda harekete geçmesi gerekmektedir. Bu nedenle Mühendislik Meslek Kanunu’nun acilen meclise getirilip geçmesini talep ediyoruz” şeklinde ifade etti.