İsrail, Filistinlilere yönelik politikalarını şiddetli bir şekilde sürdürmeye devam ediyor. Özellikle Gazze Şeridi’nde yaşayan halk, temel yaşam desteklerine erişimde önemli zorluklarla karşılaşmakta. Bu durum, bölgedeki insani krizin derinleşmesine yol açarken, işgal altındaki Filistin topraklarında yaşayan insanların yaşam koşulları daha da zor bir hal alıyor.
Son günlerde yaşanan gelişmeler, İsrail’in insani yardımların bölgeye girişine karşı uyguladığı kısıtlamalarla ilgili. 1 Ekim 2023 tarihinden bu yana, İsrail, Gazze’nin kuzeyine yapılan insani yardımlara tamamen izin vermemekteydi. Ancak, ABD yönetiminin yaptığı baskılar sonucunda, İsrail Uluslararası İnsani Yardım Organizasyonları’nın bölgeye erişimini sınırlama kararını yumuşatmaya karar verdi. Yapılan açıklamaya göre, Ürdün’den gelen 50 tır insani yardım, Gazze’nin kuzeyine gönderildi. Bu tırlarda gıda, su, sağlık malzemeleri ve barınma eşyaları gibi temel ihtiyaç maddeleri yer aldı.
Birleşmiş Milletler (BM) kaynaklarına göre, 1 Ekim tarihinden bu yana Gazze’nin kuzeyine insani yardım geçişinin kısıtlandığı bilgisi doğrulanmıştı. Bu bağlamda, Ekim ayında bölgeye gönderilen bu yardım, kritik bir öneme sahip. Zira, İsrail’in bombardımanları nedeniyle yaklaşık 400 bin kişi Gazze’nin kuzeyinde mahsur kalmış durumda. Bu insani yardımın gönderilmesi, ABD yönetiminin Tel Aviv’e yaptığı baskı sonrası gerçekleştiği için dikkat çekici bir unsur oluşturuyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, yaptığı basın açıklamasında, İsrail hükümetine Gazze’deki insani durumu “iyileştirmek için harekete geçmesi” konusunda çağrıda bulunduklarını belirtti. Bu çağrı, bölgedeki insani krizin ciddiyetini gözler önüne seriyor. Ayrıca, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin’in, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’e, Gazze’ye ulaşan insani yardım seviyeleri hakkında endişelerini dile getiren bir mektup yazdığı öğrenildi. Bu mektup, uluslararası toplumun insani durum konusundaki hassasiyetini vurgularken, İsrail’in bu duruma verilecek yanıtların ne olacağı merakla bekleniyor.
Sonuç olarak, Gazze’deki insani kriz, uluslararası toplumun dikkatini çeken bir mesele olmaya devam ediyor. İnsanların temel gereksinimlere ulaşması için gerçekleştirilen yardımların kısıtlanması, sosyal ve ekonomik durumun daha da kötüleşmesine yol açmakta. Bu nedenle, hem yerel hem de uluslararası aktörlerin bu konudaki çabaları büyük önem taşıyor. Uluslararası kuruluşların ve devletlerin, bölgedeki insani durumu iyileştirmek için somut adımlar atması, Gazze halkının yaşam standartlarını artırma yolunda önemli bir rol oynayabilir. Diğer yandan, İsrail’in bu yardımlar üzerindeki kısıtlamaları ne kadar sürdüreceği ve ABD’nin bu durumda ne tür takip ve müdahalelerde bulunacağı ise hala belirsizliğini koruyor.