Zamanımızın olaylarını anlamak ve kavramak her zaman kolay olmayabilir. Tarihsel olaylara ve toplumsal değişimlere olan bakış açımızın sınırlı olabileceğini gösteren birçok örnek vardır. Örneğin, Fransız ihtilalcilerin Bastille Hapishanesi’ni basıp mahkumları salıvermelerinin hükümdar XVI. Louis tarafından anlaşılmaması, bu olayın gerçek boyutunun kavranamamasının tipik bir örneği olarak gösterilebilir.
Benzer bir şekilde, tarihsel olayların derinliğini ve gerçekliğini anlamak için de geniş bir perspektife sahip olmak gerekir. Örneğin, Teşkilatı Mahsusa ve İttihat ve Terakki’nin faaliyetlerini incelediğimizde, Azerbaycan Türklerinden Ali Abbas’ın raporu bize Rusya’daki devrimin kapsamını ve derinliğini tam olarak anlatmaktadır. Ancak, o dönemde Teşkilatı Mahsusa yönetimi bu gerçekleri tam olarak anlayamamıştır.
Günümüzde de benzer şekilde, açık savaş kavramını düşündüğümüzde, savaşın gerçek boyutlarını anlamak ve idrak etmek zor olabilir. Özellikle, küresel çapta yaşanan gerginliklerin ve savaş potansiyelinin artmasıyla birlikte, savaşın askeri, siyasi ve ekonomik boyutlarını anlamak daha da önemli hale gelmektedir.
Ayrıca, küresel savaşların finansmanı ve silahların üretimi gibi konular da savaşın gerçek boyutlarını anlamak için önemli ipuçları sağlayabilir. Özellikle, günümüzde savaşın gizli örgütlerle değil, açık ve belirgin bir biçimde yürütüldüğü düşünüldüğünde, silahların ve finansmanın rolü daha da belirgin hale gelmektedir.
Bu noktada, ülkemizin de içinde bulunduğu küresel sistemi anlamak ve buna uygun bir strateji geliştirmek önemli bir gerekliliktir. Uluslararası ilişkilerdeki gelişmeleri takip ederek, küresel aktörlerin stratejilerini analiz ederek ve ülkemizin çıkarlarını korumak için gerekli adımları atmamız çok önemlidir. Ayrıca, savaşın gerçek boyutlarını anlamak ve buna uygun bir savunma stratejisi geliştirmek de ülkemizin bekası için hayati önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, zamanımızın olaylarını gerçek boyutlarıyla anlamak ve bu doğrultuda hareket etmek her zamankinden daha önemlidir. Tarihsel olaylardan dersler çıkararak, küresel sistemi ve ilişkileri derinlemesine analiz ederek, ülkemizin varlığını ve bekasını korumak için gerekli adımları atmamız gerekmektedir. Bu süreçte, bilgiye, analize ve stratejiye dayalı bir yaklaşım benimsemek ve hepimizin geleceğini güvence altına almak için işbirliği içinde hareket etmek önemlidir.
