Türkiye’de “yenidoğan çetesi” adıyla bilinen dolandırıcılık vakası, büyük bir infial yaratırken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de benzer bir sağlık skandalı gündeme geldi. İddialara göre, 12 bebeğin ölümüne ve yüzlerce bebeğin sakat kalmasına neden olan süreç devam ederken, Kıbrıs’taki bir hastanede yaşanan olay kamuoyunu derinden sarstı.
Dr. Burhan Nalbantoğlu Acil Durum Hastanesi’nin Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde bir bebeğin hayatını kaybettiği ve 6 bebeğin entübe edildiği öğrenildi. Söz konusu olay, pek çok insanın tepkisini çekti. Aileler, bebeklerinin sağlık durumu hakkında kaygılarını dile getirirken, hastane yetkililerine karşı büyük bir öfke oluştu.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı, olayla ilgili gerekli incelemeleri başlattı. Polis, durumu soruşturmak amacıyla 4 sağlık çalışanını gözaltına aldı. Elde edilen bilgilere göre, başkent Lefkoşa’daki hastanede, kuvözde tedavi gören 20 günlük Mihrimah Toymuradov adlı bebeğin yaşamını yitirmesi ve diğer 6 bebeğin kritik durumda entübe edilmesi, olayın üst düzey bir ciddiyetle ele alınmasını şart koştu.
Bebeklerin aileleri hastane önünde toplanarak, hastane yönetimine yönelik tepkilerini dile getirdi. Aileler, bebeklerine sıvı besin yerine tıbbi alkol verilmiş olabileceğini öne sürdü. Bu iddialar, sağlık sisteminin güvenilirliğine büyük bir darbe vurdu.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaparak olaydan duyduğu derin üzüntüyü dile getirdi. Tatar, gerekli soruşturmanın yapılmasını takip edeceğini belirterek, kaybedilen bebeğe Allah’tan rahmet, ailesine ise başsağlığı dileğinde bulundu. Ayrıca, diğer etkilenen bebeklerin en kısa zamanda sağlıklarına kavuşmalarını umut ettiğini ifade etti.
Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek de konuya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Olayın tüm ayrıntılarıyla araştırılacağına dikkat çeken Dinçyürek, eğer bir ihmal söz konusuysa, sorumluların mutlaka cezalandırılacağına dair taahhütte bulundu. Sürecin adalet sistemine yansıtılacağı ve şeffaf bir şekilde yürütüleceği vurgulandı.
Sonuç olarak, Kuzey Kıbrıs’taki bu trajik olay, sağlık hizmetlerinin güvenilirliğini sorgularken, kamu sağlığı konusunda daha titiz bir denetim gerekliliğini bir kez daha gündeme getiriyor. Aileler, bebekleri için adalet arayışında kararlı olacakken, yetkililer de bu tür olayların bir daha yaşanmaması için gereken tüm önlemleri almakla yükümlüdür. Sağlık sektöründeki bu tür ihmaller, yalnızca etkilenen birey ve aileler için değil, tüm toplum için ciddi sonuçlar doğurabilir.