G-QXXHXL9JW0
USD34,64
%0.25
EURO36,46
%0.45
EURO/USD1,05
%0.1
BIST9.600,68
%-0.61
Petrol72,92
%0.61
GR. ALTIN2.931,08
%0.45
BTC3.205.344,13
%-0.63
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. Bekir Coşkun: Efsane Kalemin Ardında Bıraktığı İzler ve Unutulmaz Anılar

Bekir Coşkun: Efsane Kalemin Ardında Bıraktığı İzler ve Unutulmaz Anılar

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bekir Coşkun, Türk medyasında efsane bir isim olarak anılmaya devam ediyor. 2020 yılında hayata veda eden Coşkun, okurlarını derin bir üzüntüye boğdu. Okurlarının yanı sıra eşi Andree, ailesi ve dostları da onu kaybetmenin acısını yaşadı. Yıllar geçmesine rağmen, köşesinin adıyla anılan “10. Köy”de yas sürüyor. Hoşgörüsü, gülen yüzü, hayvan sevgisi, sanata olan düşkünlüğü ve güçlü kalemi ile hatırlanıyor. Bugün, Şanlıurfa’nın Tülmen köyündeki mezarı başında anılacak.

1945 yılında Şanlıurfa’nın Tülmen köyünde dünyaya gelen Bekir Coşkun’un babası Mehmet Zeki Coşkun, nahiye müdürüydü. İlkokula Ceylanpınar’da başlamış ve babasının görev yeri değiştikçe okulu da değişmiştir. Edebiyata olan tutkusuyla tanınan babası, ilçenin önde gelenleri ile yaptığı sohbetlerde Bekir’i de yanına alırdı. Bu sohbetler, Bekir’in kaleminin ve zihninin bu kadar kıvrak olmasında önemli bir etken olmuştu.

Urfa’da eğitim hayatı sürerken, elinde fotoğraf makineleri ile dolaşan yerel muhabirler, onun gazeteci olma hayalini şekillendirdi. Üniversite eğitimi Ankara’da başlayınca maddi zorluklar hayatına girmeye başladı. Urfa’da katıldığı sıra gecelerinde tanıştığı sanatçılardan kanun çalmayı öğrenmiş, okurken gece kulüplerinde çalarak harçlık kazanmıştır.

Aynı dönemde keman çalmayı da öğrenip, ünlü sanatçı Zeki Müren’e eşlik etmiştir. Harçlıklarıyla bir fotoğraf makinesi satın alarak, Ankara’nın Rüzgarlı Sokak’ında yer alan Hür Anadolu Gazetesi’nde foto muhabiri olarak kariyerine başlamıştır. Ardından Günaydın Gazetesi ve Karadeniz Haber Ajansı’nda da çalışmıştır. Bu dönemde TRT’de tercüman olarak çalışmakta olan Fransız asıllı Türk vatandaşı Andree ile tanışmış ve evlenmişlerdir.

KÜREK ARKADAŞIM

Daha sonra Hürriyet Gazetesi’ndeki günleri başlamıştır. Gazetedeki köşesinin adı “10. Köy” olarak belirlenmiştir. Hürriyet Gazetesi’nin en çok okunan yazarlarından biri haline gelmiş ancak zamanla iktidar değişiklikleri nedeniyle işleri zorlaşmaya başlamıştır. Yazılarının yumuşatılması ve iktidara daha az eleştiri getirmesi istenmiştir. Bu dönemde, gazetede yan komşusu olan Emin Çölaşan’a da benzer baskılar yapılmış ve “Hayır” dediği için işine son verilmiştir. Coşkun, bu durumu “Biz bir kayıktaydık, kürek arkadaşımı dalgalar aldı” ifadeleriyle kaleme aldı ve istifa etti.

Kısa bir dönem Habertürk ve Cumhuriyet gazetelerinde çalıştıktan sonra SÖZCÜ’ye katılmıştır. 14 Mart 2013 tarihinden itibaren SÖZCÜ’de özgürce yazma fırsatı bulmuş ve bu durum onu mutlu etmiştir. Fakat hastalığa yakalanana kadar bu mutluluğu sürdürmüştür. İyileşme umudunu kaybetmemiş, okuyucularına geri döneceği günü sabırsızlıkla beklemiştir; ancak bu gerçekleşmemiştir.

18 Ekim 2020 tarihinde, Türk basını ve onu sevenler, bir efsaneyi kaybetmenin hüznünü yaşadı.

Gazze’de çocuk olsam…

Coşkun, günümüzde yaşanan İsrail-Filistin çatışmaları hakkında da Mavi Marmara baskını sonrası 27 Ocak 2009’da şu ifadeleri kaleme almıştı: “Yakılmış yıkılmış Gazze’de çocuk olsam… TV’de radyoda bir geminin bana çikolata getireceğini duysam. Beklesem, gözüm ufukta. Gazze iskelesine otursam. Ve bir haber gelse; gemileri askerler durdurdular, girip ambarları bastılar. Kırıldı, döküldü, darmadağın oldu şekerler, oyuncaklar, demek ki gelmeyecek çikolatam. Ağlardım, benim üzerimden oynanan büyük ve kanlı oyunun farkında olmadan… Bir tarafın benim çikolatamla bir ambargoyu delmek peşinde olduğunu, öte tarafın ise benim çikolatamı ambargoyu delen tehdit saydığını hiç düşünmeden… Sadece ağlardım, Gazze’de çocuk olsam…”

SOKAK HAYVANLARI

FARKINDA mısınız; siyasi partilerin dillerinde çevre-doğa yok…

Eğer sincapların oy hakkı olsaydı, “Aziz ve muhterem sincap hemşerilerim…” diye başlarlardı.

Bu, bir zihniyet meselesidir…

Bizde seçim demek doğa-çevre için felaket demektir…

Sokak hayvanlarının itlafı demek…

Bu yüzden de bu demokrasi bizi tüketiyor.

Yavaş yavaş doğayı ve çevreyi kaybetmenin eşiğindeyiz.

Sadece oy verme hakkı olanları hesaba katan siyasi partilerin samimiyetsizliği, dünyamızı ve geleceğimizi tehdit ediyor.

(Bekir Coşkun – 8 Temmuz 2007)

EŞİ ANDREE VE KARDEŞİ HALUK NE DEDİ?

ANDREE COŞKUN: Sevgilimi kaybedeli 4 yıl oldu. Ancak yas bitmedi, dün gibi geliyor, özlemim de sona ermeyecek. Onun eksikliğini her yerde yaşıyorum. Beraberliğimiz devam ediyor, rüyalarıma giriyor, içimi huzur kaplıyor. Ama uyandığımda gözyaşım sel oluyor. Onun okuyucuları da özlüyor. Ben de onun güzel kalbini, aramızdaki sevdayı ve dürüstlüğünü özlüyorum. Çok hayallerimiz vardı ve her şey yarım kaldı.

HALUK COŞKUN: Yıllar geçse de yokluğuna alışamadım; kaybettiğimizi kabullenemedim. Buralarda bir yerlerdeymiş gibi, köşeden çıkacak ya da yan odadan gelip bizim sohbetimize katılacakmış gibi hissediyorum. Bir yerlere gitti ama geri dönecek, ayrılık bitecek, içimde böyle bir duygu var.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Bekir Coşkun: Efsane Kalemin Ardında Bıraktığı İzler ve Unutulmaz Anılar
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

G-QXXHXL9JW0
Giriş Yap

Haber Kontak ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!