Şimdi Eğitimi İyice Mercek Altına Alalım
Rakamlar o kadar çarpıcı ki, insan utancından yerin dibine giriyor.
Eğitim: Vasatın Resmî İstatistikleri
2025 YKS verilerine göre:
- Tıp fakültesine yerleşen son öğrencinin sıralaması: 342.718
- Diş hekimliğine giren son öğrencinin sıralaması: 398.000+
- Hukuk fakültesine taban puanla giren bir aday Türkçe’de sadece 9 net, matematikte 2 net yapmış.
- Eğitim fakültelerinin çoğu 150-200 bin bandında öğrenci alıyor; yani sınıf öğretmeni olacak kişinin üniversite giriş puanı, 15 yıl önceki Açıköğretim iktisat bölümünden bile düşük.
PISA 2022 sonuçları (2025’te hâlâ en güncel veri): Türkiye, 789 okul, 7.000 öğrenciyle katılmış. Sonuç:
- Matematik: 79 ülke arasında 69. sıra
- Fen bilimleri: 70. sıra
- Okuma becerileri: 68. sıra
Yani ilkokul 3’e giden Güney Koreli çocuk, bizim lise 2 öğrencisinden daha iyi okuma-anlama yapıyor.
TIMSS 2023 (uluslararası matematik ve fen eğilimleri araştırması):
- 4. sınıf matematik: 58 ülke arasında 46.
- 8. sınıf matematik: 53 ülke arasında 44.
Singapur, Japonya, Güney Kore ilk 3’teyken biz Bulgaristan ve Romanya’yla yarışıyoruz.
Öğretmen Kalitesi
2024 KPSS Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi’nde (ÖABT):
- Türkçe öğretmen adaylarının %58’i 50 puan bile alamadı.
- Fen bilimleri öğretmen adaylarının %63’ü 40 netin altında kaldı.
- Matematik öğretmenliğinde ortanca puan 38 (100 üzerinden)!
Yani yarın sınıfınıza girecek matematik öğretmeni, üniversiteden mezun olduktan sonra bile kendi branş sınavında 100 sorunun 62’sini yapamamış.
Atamalardaki Rezalet
2024’te 20 bin öğretmen ataması yapıldı. Mülakat skandalı:
- 97 puan alan branş birincisi 55 mülakat puanıyla elendi.
- 62 yazılı puan alan aday 95 mülakat puanı alıp atandı.
Sonuç: Türkiye’nin en iyi öğretmen adayları özel dershane köşelerinde sürünürken, mülakatta “dayısı” olanlar devlet okullarına yerleşti.
Üniversite Sayısı ve Kalite
2002’de 76 üniversite varken, 2025’te 208 üniversite var. YÖK’ün 2024 raporuna göre 74 üniversitenin hiçbir bölümü dünya sıralamalarında ilk 1000’de değil.
2025’te 1 milyon 250 bin genç üniversiteye girecek, ama bunların 850 bini “boş kontenjan” ve “düşük puan” bölümlerine yerleşecek. Yani 4 yıl sonra 850 bin vasat diplomalı işsizimiz olacak.
Okuma Alışkanlığı
TÜİK 2024 verisi: Türkiye’de bir kişi yılda ortalama 6,2 kitap okuyor… ama bu 6 kitabın 4,7’si ders ve sınav kitabı! Edebiyat, tarih, felsefe kitabı okuyanların oranı %0,8. Birleşmiş Milletler verisine göre Japonlar yılda ortalama 25, Finliler 47 kitap okuyor.
Biz artık “doktor olacak çocuğun Türkçe neti 9” cümlesini duyduğumuzda şaşırmıyoruz bile. Şaşırmıyoruz, çünkü şaşırma duygumuzu da vasatlaştırdılar.
Bu çocuklar 10 yıl sonra bizi ameliyat edecek, bu öğretmenler torunlarımızı eğitecek, bu mühendisler köprü yapacak. Ve biz hâlâ “Nasılsa bir şekilde idare eder” diyoruz.
İdare Etmiyor
Çocuklarımız vasat bir eğitimle vasat bir geleceğe mahkûm ediliyor ve biz bunu izliyoruz.
Eğitimdeki bu vasatlaşma sadece bir sistem sorunu değil, bir milli güvenlik meselesidir. Çünkü vasat eğitim, vasat nesil, vasat ülke demektir. Ve biz o ülkenin tam ortasındayız.











