G-QXXHXL9JW0
USD36,65
%0.01
EURO40,05
%-0.01
EURO/USD1,09
%-0.03
BIST10.862,14
%0.2
Petrol70,93
%-0.06
GR. ALTIN3.535,78
%-0.02
BTC3.080.339,83
%1.47
  1. Haberler
  2. Kültür & Sanat
  3. 18 Mart Çanakkale Zaferi , Şehitleri Anma Günü Ve Çanakkale’nin Tarihi

18 Mart Çanakkale Zaferi , Şehitleri Anma Günü Ve Çanakkale’nin Tarihi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi, her yıl 18 Mart günü tüm Türkiye’de kutlanan millî bir gündür. I. Dünya Savaşı sırasında, 18 Mart 1915 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu’nun Cevat Paşa‘nın komutanlığında kazandığı zaferle sona eren Çanakkale Deniz Savaşları‘nın anıldığı bu günde, başta Çanakkale olmak üzere Türkiye genelinde özel programlar düzenlenmekte ve ölen Türk askerleri anılmaktadır.

Çanakkale Cephesi’nin Önemi

Çanakkale Savaşları, Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Bu cephedeki savaşlar, sadece askerî bir zafer değil, aynı zamanda ulusal bir kimliğin inşa edildiği bir süreçtir. Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin sembollerinden biri olan bu savaşlar, aynı zamanda milli dayanışmayı, vatanseverliği ve kahramanlığı ön plana çıkarmaktadır.

Çanakkale Cephesi, stratejik konumu nedeniyle Osmanlı İmparatorluğu için büyük bir öneme sahipti. Bu cephe, Müttefik Devletler tarafından alınmaya çalışılmış ve bu amaçla kapsamlı bir deniz harekâtı düzenlenmiştir. Ancak, Türk askerinin azmi ve direnişi sayesinde Müttefikler bu hedeflerine ulaşamamıştır.

Savaşın Seyri

18 Mart 1915 tarihinde, Müttefik Donanması Çanakkale Boğazı’na girmiş ve boğazın kontrolünü sağlamak amacıyla Türk savunmasına karşı harekete geçmiştir. Bu süreçte, Osmanlı İmparatorluğu’nun deniz kuvvetleri büyük bir mücadele vermiştir. Cevat Paşa’nın liderliğindeki Türk kuvvetleri, düşmanın saldırılarına karşı koymak için büyük bir cesaret göstererek direnişlerini sürdürmüşlerdir.

Müttefikler, denizden yapılan saldırılarda beklenen başarıyı elde edememişlerdir. Türk askerlerinin kararlılığı ve kullanılan stratejik savunma taktikleri sayesinde birçok düşman gemisi batırılmış ve boğaza girmeleri engellenmiştir. Bu zafer, Türk milletinin moral ve motivasyonunu artırmış; düşmana da güçlü bir mesaj vermiştir.

Anma Törenleri ve Kutlamalar

18 Mart, her yıl büyük bir coşkuyla anılmakta ve çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Resmî programlar, devlet erkanı tarafından gerçekleştirildiği gibi, sivil toplum kuruluşları ve okullar tarafından da etkinlikler düzenlenmektedir. Bu etkinliklerde, şehitlerimiz anılmakta, gazilerin kahramanlık hikayeleri paylaşılmakta ve milli bilincin yeniden canlanmasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır.

Çanakkale’de düzenlenen törenler, özellikle Şehitler Abidesi ve Anzak Koyu gibi tarihi alanlarda büyük bir anlam taşımaktadır. Her yıl, hem Türkiye’den hem de dünyanın farklı yerlerinden birçok insan, bu kutlamaları ve anma törenlerini izlemek için Çanakkale’ye gelmektedir. Bu, hem şehitlerimizi anmak hem de tarihi bir olayın canlı tanıkları olmanın bir yolu olarak büyük bir anlam taşımaktadır.

Çanakkale’nin Tarihi ve Kültürel Mirası

Çanakkale, tarihin derin izlerini taşıyan bir şehirdir. Bölgedeki tarihi kalıntılar, savaşın yapıldığı alanlar ve anıtlar, Türkiye’nin kültürel mirasının önemli parçalarıdır. Çanakkale Savaşı, genç nesillere miras bırakılacak bir destan olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda da büyük rol oynamıştır. Her yıl yapılan anma etkinlikleri, bu mirasın korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması açısından da büyük önem taşımaktadır.

18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü, Türk milletinin birlik ve beraberliğini sembolize eden, tarihsel önemi haiz bir günü temsil etmektedir. Bu gün, yalnızca savaşın anılması değil, aynı zamanda vatan ve bağımsızlık için verilen mücadelenin de hatırlanması açısından önemlidir.

Çanakkale’nin Tarihi

Çanakkale, tarih boyunca stratejik bir nokta olmuştur. Antik dönemde Truva kenti ile anılan bu bölge, Roma ve Bizans dönemlerinde de önemini korumuştur. Osmanlı döneminde özellikle Çanakkale Boğazı, hem deniz ticareti hem de askeri jeopolitik nedenlerden dolayı kritik bir yer haline gelmiştir. Çanakkale Savaşları sırasında, bu stratejik konum, düşman güçlerinin müdahalesine karşı güçlü bir savunma hattı oluşturmuştur. Bugün, Çanakkale tarihî alanları ve anıtları ile Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi olmaya devam etmektedir.

Çanakkale, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve stratejik konumu nedeniyle farklı uygarlıkların ilgisini çekmiştir. Antik çağlarda Dardanelles ve Hellespontos olarak bilinen bu bölge, hem tarihî hem de mitolojik anlamda büyük bir öneme sahiptir.

 

Dardanelles ve Hellespontos

DardanellesTroya‘nın mitolojik atalarından Dardanos adından türetilmiştir. Antik çağ yazarlarının sıkça bahsettiği Hellespontos ismi ise, mitolojideki Altın Post hikayesine dayanmaktadır. Helle, altın postlu koçla Kolkhis ülkesine giderken boğaza düşer ve burası “Helle’nin Denizi” olarak anılır. Bu boğaz, iki kıta arasında bir geçiş noktası olmanın yanı sıra, Doğu Roma ve Bizans’a deniz yoluyla ulaşım sağlayan bir yol olmuştur.

Çanakkale Boğazı, Akdeniz ve Karadeniz arasındaki ticari faaliyetlerde de merkezi bir rol oynamıştır. Çanakkale, tarih boyunca birçok ordu ve geminin bu boğazdan geçmesini sağlamış, kimi zaman gemiler birbirine bağlanıp köprü kurarak, kimi zaman da dubalardan geçici köprüler inşa edilmiştir.

Tarihî Yerleşimler

Dardanos’la ilgili arkeolojik buluntular sınırlı olmakla birlikte, bölgenin tarihinin Troya’dan önceye dayandığı düşünülmektedir. Troya, M.Ö. 3000’de kurulan, ancak 500 yıl sonra bir depremle yıkılan bir uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Uzun yıllar süren kazılarda, Troya’nın yeniden kurulması ve yıkılması döngüsü, bölgenin büyük bir uygarlık merkezi haline gelmesine olanak sağlamıştır. Troya, tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış ve birçok kez el değiştirmiştir.

Persler ve İskender Dönemi

M.Ö. 5. yüzyılda, Pers İmparatorluğu Anadolu genelinde etkisini artırmıştır. M.Ö. 386’da Persler ile Spartalılar arasında yapılan “Kral Barışı” ile bölgedeki Pers egemenliği sağlanmıştır. Pers Kralı Kserkes, Yunanistan ve Makedonya’ya geçmek amacıyla boğaza köprü kurdurmuş; böylece ordusunu Abydos‘tan Sestus‘a geçirmiştir.

Pers egemenliği, M.Ö. 334’te Büyük İskender‘in Biga Çayı (Gronikas) yakınlarındaki Pers ordusunu bozguna uğratmasıyla zayıflamaya başlamıştır. Ardından, bu bölgede Pers komutanları arasında iktidar mücadeleleri yaşanmıştır. Bergama Krallığı ve Galat istilaları, bölgenin tarihine önemli damgalar vurmuştur.

Roma ve Bizans Dönemi

Roma İmparatorluğu döneminde Çanakkale, limanları ile stratejik önemini artırmış, bölgedeki ticaretin merkezi haline gelmiştir. Bu dönemde gelenekler ve kültürel etkileşimler gelişmiştir. Daha sonra, bölge Bizans döneminde de önemini korumuş, çeşitli seferler ve ticari ilişkilerle zenginleşmiştir.

Osmanlı Dönemi ve Gelibolu

Osmanlı İmparatorluğu’nun bölgedeki ilk ele geçirdiği yer Gelibolu olmuştur. Daha sonra, Osmanlılar Çanakkale Boğazı üzerinde tam hakimiyet sağlamış ve bölgenin askeri ve ekonomik değerini artırmıştır.

 

Mitolojik Aşk Öyküsü

Çanakkale Boğazı’nın mitolojik bir hikâyesi de bulunmaktadır. Eski zamanlarda bu boğaza Hellespontos denirdi ve burada Sestos kentinde büyük bir Afrodit Tapınağı vardı. Tapınakta, çok güzel bir rahibe olan Hero yaşamaktaydı.

Leandros, Abydos’lu yakışıklı bir gençti ve Sestos’taki bahar şenliğinde Hero’yu gördüğünde ona aşık oldu. Hero, ilk başta bu aşkı reddetti ancak Leandros’un sürekli aşkı ve tutkusu, sonunda rahibenin de kalbinde bir kıvılcım yarattı.

Açık denizleri aşacak kadar büyük olan aşklarıyla, denizin iki yakasında yaşamalarına rağmen yollarını bulmayı başardılar. Hero, fırtınalı bir gecede Leandros’a ulaşmak için ateş yaktı ve ona doğru yüzmeye başladı. Her gece ateş yanıyor ve Leandros yüzerek Hero’ya ulaşıyordu. Ancak mevsimler döndü, denizler fırtınalı hale geldi. Antik Çağ yazarı Hesiodos, 7. yüzyılda kaleme aldığı “İşler ve Günler” eserinde deniz mevsiminin gelişini beklemelerini söylese de aşkın beklemeye niyeti yoktu.

Çanakkale’nin Kent Tarihi

Çanakkale, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve stratejik konumu nedeniyle önemli bir merkez haline gelmiştir. Şehrin tarihi, Osmanlı dönemine kadar uzanmaktadır ve bu süreç içinde köklü değişimler geçirmiştir.

Osmanlı Dönemi ve İlk Yerleşimler

Çanakkale, 1462 yılında Çimenlik Kalesi‘nin inşasıyla birlikte Osmanlı egemenliğine girmiştir. Kalenin etrafında şekillenen yerleşim, boğazın savunulmasında görevli askeri personel ve müslüman idarecilerin yaşadığı Cami-i Kebir mahallesi ile başlamıştır. Aynı dönemde, kalenin inşasında çalışan Romanlar da Çay Mahallesi‘ni oluşturdular.

Cami-i Kebir mahallesinden sonra, denizcilikle uğraşan Rumlar bölgeye gelerek kuzeyde Rum mahallesi kurdular. Ayrıca, Ermeniler de Zafer Meydanı civarına yerleşerek kendi mahallelerini oluşturmuşlardır. Kentin çarşısı da bu gelişmelerle birlikte kalenin kuzeyinden doğu yönüne doğru büyümeye başlamıştır. Sarıçay kenarında küçük sanayi alanları oluşmuş, zanaatkârlar da Ermeni mahallesinin güneyi ile Çay Mahallesi’nin doğusunu mekan tutmuşlardır.

İlk olarak Kale-î Sultaniye olarak anılan bu kentin, adının kalenin çanağı andırmasından veya yöredeki çanak-çömlek yapımcılığından kaynaklandığı düşünülmektedir.

Ekonomik Gelişim ve Ticaret

  1. yüzyıla kadar kentsel gelişim göstermeye başlayan Çanakkale, Boğazlar’daki ekonomik faaliyetlerin yoğunlaşması ile birlikte bir liman kenti hale gelmiş ve bu sayede zenginleşmeye başlamıştır. Eski mahalleler büyürken, ticaretle uğraşan Yahudiler doğuda Musevi mahallesini oluşturmuşlardır. Boğaz ticareti ve liman kenti olarak oynadığı rol, kente uluslararası düzeyde ticari ataşeliklerin ve fahri konsoloslukların gelmesine neden olmuştur; bu temsilciliklerin sayısı kısa sürede yirmiyi aşmıştır.

Göçler ve Demografik Değişim

  1. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü ile birlikte Ege AdalarıKırım ve Balkanlar’daki Müslümanların Anadolu’ya göçü başlamıştır. Bu dönemde, güvensizlik nedeniyle Çanakkale’ye yerleşenlerin oluşturduğu Tatar Mahallesi bu süreçte ortaya çıkmıştır. Müslümanlar dışındaki kent halkı ise genişlemeye devam etmiş ve yeni bir Rum mahallesi kurmuşlardır.

Savaş Dönemleri

  1. yüzyılın başında, I. Dünya Savaşı sırasında, Çanakkale stratejik konumuyla önemli bir savaş alanı olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu savaşta fiilen yer almak zorunda kalmış ve Çanakkale Boğazı, İngiliz ve Fransız donanması tarafından kuşatılmıştır. 1915 yılında yaşanan bu savaş, hem askeri hem de halk açısından büyük kayıplara neden olmuş ve kentin tarihinde derin izler bırakmıştır. Savaş sonrası bölge, yeni bir mücadele olan İstiklal Savaşı’nı da yaşamıştır.

Cumhuriyet Dönemi ve Sonrası

Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte Çanakkale, yaralarını sarmaya çalışmış ve yeniden yapılanma sürecine girmiştir. 2. Dünya Savaşı sırasında da Türkiye, Boğaz’daki tahkimat çalışmalarını artırmak zorunda kalmıştır. Savaş yılları, ülke genelinde olduğu gibi Çanakkale için de zorlu geçmiştir.

Çanakkale’nin Kent Tarihi: 2. Dünya Savaşı Sonrası Dönem

Çanakkale, 2. Dünya Savaşı sonrası dönemde hızlı bir gelişim sürecine girmiştir. 1949 yılında kent için yapılan ilk plan, şehrin yeniden yapılanma sürecinin önemli bir parçası olmuştur.

Yeniden Yapılanma ve İlk Planlama

1949 yılında, Çanakkale’nin gelişim ihtiyaçları ve mevcut yerleşim alanları üzerine ilk plan yapıldı. Bu planla birlikte Cumhuriyet Meydanı da düzenlenmiştir. Kentin sanayi ve ticaret alanlarını geliştirmek amacıyla yapılan bu düzenlemeler, şehirleşme sürecini hızlandırmış ve Çanakkale’nin yapılaşmasına yön vermiştir.

Büyüme Atakları

1950’lerin ikinci yarısından itibaren, Çanakkale çeşitli büyüme atakları yaşamıştır. Bu dönem, şehrin ekonomik ve demografik açıdan önemli değişiklikler geçirdiği bir süreç olmuştur. Özellikle, sanayi ve ticaretin gelişmesiyle birlikte, kente olan ilgi artmış ve nüfus yoğunluğu yükselmiştir.

1970’ler ve 1980’ler

1970’li yılların ortalarında başlayan büyüme süreci, 1980’lerin ilk yarısına kadar devam etmiştir. Bu yıllarda, şehirde birçok yeni yapı ve altyapı projeleri hayata geçirilmiştir. Ancak, büyüme atakları sırasında, bazı planların zorluklara ve kırılmalara yol açtığı gözlemlenmiştir. Plansız gelişim ya da yeterli alt yapı sağlanamaması gibi durumlar, kentin sürdürülebilir gelişimini tehdit eden unsurlar olarak ortaya çıkmıştır.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
18 Mart Çanakkale Zaferi , Şehitleri Anma Günü Ve Çanakkale’nin Tarihi
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Gazetemize Abone Olabilirsiniz.

Yeni haberlerden anında haberdar olmak için e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Haber Kontak ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!