Yumurta Üreticileri Ürünleri Sanayicileri Derneği (YÜSAD) Başkanı Metin Akman, yumurtanın pastörize sıvı ve toz hali dışında, kabuğunun da sanayi açısından büyük bir öneme sahip olduğunu ifade etti. Akman, yumurta kabuklarının boya sanayi ile inşaat sektöründe kullanıldığını ve ayrıca gübre ile hayvan yemlerinde de değerlendirilebileceğini söyledi. Bu durum, yumurtayı birçok alanda değerli bir ürün haline getiriyor.
Akman, yaptığı açıklamada, yumurtanın dünya genelinde stratejik protein kaynaklarından biri olduğunu belirterek, Birleşmiş Milletler tarafından da ele alınan önemli konular arasında yer aldığını vurguladı.
Yıldız bileşen olarak adlandırılan yumurtanın, hayvansal protein kaynakları içinde besin değerleri açısından anne sütüne en yakın olduğunu vurgulayan Akman, yumurtanın işlevsel özelliklerinin onu en yaygın kullanılan hayvansal protein kaynağı haline getirdiğine dikkat çekti.
Yumurtanın işlevsel özellikleri sayesinde gıda sanayisinde geniş bir yelpazede kullanıldığını dile getiren Akman, şunları söyledi:
“Köfte, kek, krema, çikolata, tatlılar gibi pek çok gıda ürününde yumurtayı kullanabilirsiniz. Kabarma, toparlama ve yapıştırma özellikleri bulunuyor. Karbon ayak izi düşük bir protein kaynağı. En ekonomik ve kolay ulaşılabilen protein türüdür. Türkiye, dünya genelinde en önemli yumurta üreticileri arasında ilk 10’da yer alıyor. Yumurtaya ciddi bir değer verilmesi ve üreticilerin iyi anlaşılması gerekiyor.”
Akman, yumurta sanayisinde Türkiye‘nin kat etmesi gereken önemli mesafeler bulunduğunu belirtti. “Yumurta sanayisinde Türkiye, dünya genelinde ilk 50 ülke arasına dahi giremiyor. Dünyanın ilk 10 üreticisine baktığımızda, hepsi aynı zamanda yumurta sanayisinde de ilk 10 arasında yer alıyor fakat biz 50 içinde bile değiliz.” ifadelerini kullandı.
Önümüzdeki 5-10 yıl içinde, Türkiye’de toplam yumurta üretiminin yüzde 75’ini 30 üreticinin gerçekleştireceği öngörüsünde bulunan Akman, yumurta üretiminin yanı sıra ihracatının da büyük önem taşıdığını ifade etti.
Gıda güvenliği açısından korumacı politikaların yarar sağlamadığını vurgulayan Akman, “Korumacı politikalar, arz ve talep şoklarını artırarak piyasanın uzun vadeli dengesizliğini artırıyor. İhracatın artması, arz ve talep dengesini uzun vadede dengeleyebilir.” şeklinde konuştu.
Yumurtanın kırılmasıyla birlikte sanayisinin başladığını belirten Akman, “Sanayi, yumurtayı kırarak pastörize sıvı yumurta üretir. Sonrasında bu ürünlerin türevlerine yönelmek mümkündür. Raf ömrünü 1-2 yıla kadar uzatmak mümkün. Yumurta tozu, diğer ülkelerdeki gibi süt tozuna benzer şekilde lisanslı depoculuk kapsamına alınabilir. Yumurta tozu üretimi arttıkça çiftçilerin refahı artar ve fiyat istikrarı sağlanır. Yumurtanın sanayileşmesi bu nedenle büyük bir önem taşıyor. 10 yıl önce toplam üretimin sadece yüzde 1’i yumurta sanayi tarafından işleniyordu, bu oran şu anda Türkiye’de yüzde 8’e ulaştı.” ifadelerini kullandı.
Yumurtanın pastörize sıvı ve tozunun yanı sıra kabuğunun da sanayideki değerine dikkat çeken Akman, “Yumurta kabuğundan elde edilen kolojen, biyoplastik üretiminde kullanılabilir. Ayrıca, boya sanayi ve inşaat sektöründe önemli bir malzeme olarak yer buluyor. Tarımsal alanlarda gübre olarak değerlendirilebilir ve asidik topraklarda asidin düşürülmesi için kalsiyum karşıtı olarak da işlev görebilir.” dedi.
Yumurtanın sanayi içerisindeki potansiyelini vurgulayan Akman, “Eğer yumurtanın fiyatı 1 lira ise sanayi ürünleri aracılığıyla bu değeri en az 4 liraya çıkartmak mümkün. Yani dört kat katma değer sağlanabilir. Üretim kapasitemiz oldukça yüksek.” şeklinde konuştu. – BURSA