G-QXXHXL9JW0
USD35,07
%0.1
EURO36,59
%0.63
EURO/USD1,04
%0.33
BIST9.858,91
%-0.57
Petrol73,08
%-0.42
GR. ALTIN2.947,54
%0.94
BTC3.564.127,27
%1.09
Cemil Uçar
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Kültür & Sanat
  4. Pazar Sohbeti (Buldum! Buldum!)

Pazar Sohbeti (Buldum! Buldum!)

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Pazar Sohbeti

İlkokulda öğrendiğimiz bilim insanlarından en çok aklımızda kalan Arşimet’tir; zira buluş anının hikayesi vardır. Yoksa suyun kaldırma gücüymüş, sıvıların dengesi kanunuymuş, buluş anına kadar sayısız deney yapmışmış bunların hiçbiri umurumuzda değildi, çocukların aklında kalan Arşimet’in hamamda yıkanırken birden “buldum, buldum” diyerek çıplak şekilde sokağa fırlamasıydı…
Biraz daha büyüdüğümüzde aklımızda kalan bir başka isim ise Arşimet’ten 1739 yıl sonra doğmuş olan, kendisini yalnızca ressam olarak tanıdığımız bilim insanı Leonardo da Vinci’ydi, onun hikayesi yoktu ama “Mona Lisa” her yerdeydi…
Fakat o, bütün çağların üstünde bir bilim insanıydı!
Şahsen ben kendisinin en büyük hayranıyım. Ne demişti: “İnsan bedeni doğa gibidir, doğada ne varsa insanda da o vardır!”
Eh sıradan bir insan olarak buluşum olmasa da kendi çapımda beynimdeki kabloları birbirine bağlama yeteneğim var.
Uzun olan saçlarımı hep banyo esnasında ıslak ıslak tarıyordum ve avuç avuç saç dökülüyordu. Buna nasıl engel olacağımı bir türlü bulamıyordum…
Yine bir gün banyoda saçlarımı tararken birden Da Vinci’nin sözü geldi aklıma; “doğada ne varsa, insanda da o vardır” bir ışık yandı beynimde. Otlar, bitkiler topraktan en kolay şekilde ıslakken kopuyordu…
O gün banyoda saç taramayı bıraktım, banyodan bir- iki saat sonra kurumaya yakın taramaya başladım. Sonuç çok iyi…
Nasıl olup da bu kadar geç fark ettiğime  şaşırdım; halbuki ben koca romanım “Paranoyak ve Melankolik Bir Aşk” bu söz üzerine kurmuştum…
Avrupa’nın buzu baş tacı ettiği günlerdeyiz. Şu an saat 12 ve -2 derece, bulunduğum yerde havanın “his” duygusu fazla gelişmiştir. Konuşmaktan çok hissettirir. -2 konuşur, -10 hissettirir…
Haliyle biz zavallı insanlar doğa karşısında aczimizi bedensel dille ortaya çıkarıyoruz.
Bir haftadan beri hastayım, hasta olunca hassaslık tavana vuruyor, başta annem olmak üzere birilerini, bir yerleri özlüyorum. İçimizdeki boşluk büyüdükçe büyüyor…O boşluğu doldurmak için oku, yaz, izle…Fakat nafile..
Bu hafta Netflix’te  görücüye çıkan “Kübra”yı, izledim ve yazdım (merak edenler Ortakoltuk sitesinde okuyabilir.) Afşin Kum’un eseri olan Kübra’dan uyarlanmıştı, kitabı aylar önce okumuştum, diziyi izleyince uyarlamayı başarılı bulmadım, fakat hızımı alamadım, kitabı hatırlamak için yeniden okumaya başladım ve bir günde yarıladım. Bu yazıdan sonra okumayı tamamlayacağım ama doldurdukça boşalan delik yine açık kalacak….
Ne demişti Da Vinci’den 490 yıl sonra doğan Stephen Hawking “kara delik”
“Hawking’in 1971’de Einstein‘ın genel görelilik kuramından türettiği kara delik alanı teoremi, bir kara deliğin yüzey alanının zamanla azalmasının imkansız olduğunu söylüyor. Zira kara deliklere yaklaşan hiçbir nesne kurtulamıyor ve onlar tarafından yutuluyor.”
Bu sabah kalktığımda birden “buldum,buldum” dedim. İşte o “kara delik” bizim içimizde de var…İyi pazarlar…
Nurbanu KABLAN (21 Ocak 2024, Valserhone)
Pazar Sohbeti (Buldum! Buldum!)
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. Çok teşekkür ederim Cemil Bey. Yolu açık olsun, emeklerinize sağlik

    • 19 Şubat 2024, 19:03

      Biz teşekkür ederiz değerli arkadaşımız. Yazınız düşünen insanlara adeta bir kılavuz,bir fener tabii ki çıkarım yapabilenler için.

      Cevapla
G-QXXHXL9JW0
Giriş Yap

Haber Kontak ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!