İsrail’in Hamas lideri Yahya Sinvar’ı öldürmesi sonrası dünya genelinde çeşitli tepkiler ve açıklamalar gelmeye devam ediyor. Bu açıklamalardan biri de, ABD’li senatör Bernie Sanders’ten geldi. Sanders, İsrail hükümetinin yürüttüğü saldırılarla ilgili sert eleştirilerde bulunarak, İsrail’in bu saldırıları sürdürmesi için artık hiçbir gerekçesinin kalmadığını dile getirdi.
Sanders, İsrail ordusunun yürüttüğü saldırıların, Filistin halkı üzerinde büyük bir yıkıma neden olduğunu vurguladı. Özellikle, bu saldırılar sonucunda hayatını kaybeden 42 bin Filistinlinin üçte ikisinin kadın, çocuk ve yaşlılardan oluştuğuna dikkat çekti. Bu durum, uluslararası kamuoyunda büyük bir infial yarattı. Sanders, “Başbakan Netanyahu ve aşırı sağ hükümeti, Filistinlilere karşı yürüttüğü bu saldırılarda artık yapacak hiçbir savunmaya sahip değildir,” ifadesini kullandı.
Bununla birlikte, Sanders, İsrail’in Gazze’ye insani yardım girmesine engel olmasının ve Gazze’nin altyapısını, sağlık merkezlerini ve yerleşim alanlarını hedef almasının da haksız olduğunu belirtti. Bu bağlamda, Netanyahu hükümetinin uyguladığı politikaların ABD ve uluslararası hukuku açıkça ihlal ettiğini belirten Sanders, ABD’nin bu tür politikaları desteklemesinin artık sürdürülebilir olmadığını ifade etti.
Senatör Sanders, ABD’nin İsrail’e yaptığı silah satışlarının da sorgulanması gerektiğini söyledi. Özellikle, geçen ay sunduğu yasa tasarısına dikkat çeken Sanders, bu tasarının amacı doğrultusunda ABD’nin İsrail’e 20 milyar dolardan fazla silah satışını engellemeye yönelik adımların atılması gerektiğini belirtti. Ayrıca, ABD Senatosu’nun kasım ayında bu konuyla ilgili Ortak Onaylamama Kararlarını (JRD) oylayacağını hatırlattı.
Son olarak, İsrail ordusunun Yahya Sinvar’ın Gazze’nin güneyinde gerçekleştirilen bir saldırıda hayatını kaybettiğini duyurması, bölgedeki gerginliğin daha da artmasına neden oldu. Sinvar’ın ölümü sonrası Filistin ve İsrail arasındaki çatışmaların daha da derinleşmesi ve uluslararası kamuoyunun bu duruma nasıl bir tepki vereceği ise merak konusudur.
Bu gelişmeler, Ortadoğu’daki huzursuz ortamı artırırken, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri’nin İsrail ile olan ilişkilerini de sorgulatıyor. Sanders’ın yaptığı açıklamalar, Amerika’nın dış politikasının yeniden şekillenmesi ve daha insani bir yaklaşım benimsemesi gerektiği yönündeki çağrıları güçlendiriyor. Hem iç politikada hem de uluslararası arenada yaşanan bu olaylar, Ortadoğu’nun dinamiklerini etkilemeye devam edecektir. Her ne kadar İsrail hükümeti, bu tür saldırıları meşru göstermeye çalışsa da, artan tepkiler ve insan hakları ihlalleri, bu politikaların uzun vadede sürdürülebilir olmayacağının bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir.