Türkiye’nin terörizmin finansmanı ve kara paranın aklanmasıyla mücadelesindeki başarısı, Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından “gri liste”den çıkarılmasını sağlayarak, bankacılık, enerji, inşaat, imalat gibi sektörlere olumlu etkilerde bulunması bekleniyor. FATF’ın yapısı, gri liste uygulaması ve Türkiye’nin listeden çıkarılmasının etkilerine dair detayları içeren bir derleme, ülkenin uluslararası finansal sistemdeki konumunu güçlendirmesi ve uluslararası piyasalardan daha fazla kaynak bulmasını öngörüyor.
FATF, G-7 ülkeleri tarafından 1989 yılında kurulan ve kara paranın aklanması, terörizmin finansmanı, kitle imha silahlarının finansmanı gibi konularda uluslararası standartları belirleyen hükümetler arası bir organizasyondur. 39 üyeden oluşan FATF, ülkeleri karşılıklı değerlendirme yoluyla inceler ve 40 tavsiye üzerinden denetlemeler gerçekleştirir. Türkiye, 1991 yılında FATF’a üye oldu ve süreç içerisinde kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadele konularında çeşitli değerlendirmelerden geçti. 2019 yılında Türkiye, “gri liste”ye dahil edildi ancak 2023 yılı itibarıyla 40 tavsiyenin tamamını yerine getirerek listeden çıkarıldı.
Ülkelerin kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadelesindeki yetersizlikleri belirlemek amacıyla oluşturulan “gri liste”, yetersiz bulunan ülkeleri belirlemekte kullanılır. Türkiye, listeden çıkmak için bir dizi düzenleme ve eylem planı uyguladı. Mevzuatta yapılan değişiklikler, kurumların güçlendirilmesi ve ulusal strateji belgesinin uygulanması gibi adımlar atılarak ülke, 40 tavsiyenin tamamını yerine getirdi.
Türkiye’nin listeden çıkması, bankacılık sektöründen reel sektöre kadar birçok alanda olumlu etkiler yaratacağı öngörülüyor. Finansal sisteme duyulan güvenin artması, uluslararası finansal ilişkilerin güçlenmesi ve kredi notlarının yükselmesi bekleniyor. Uluslararası piyasalardan daha fazla fonlama sağlama olanağı da Türkiye’nin listeden çıkarılmasının faydaları arasında yer alıyor.
Sürdürülebilir bir şekilde terörizmin finansmanı ve kara paranın aklanmasına karşı mücadele edeceğini belirten Türkiye, gelecekte de uluslararası standartlara tam uyum sağlamak için çalışmalarını sürdüreceğini vurguluyor. Ülkenin finansal sistemine duyulan güvenin artması ve uluslararası ekonomik ilişkilerde olumlu etkilerin sürmesi bekleniyor. Ayrıca, uluslararası kaynak girişinin hızlanması ve borçlanma maliyetleri üzerinde olumlu etkilerin görülmesi beklenmektedir. Türk lirası varlıklara olan talebin artması da Türkiye’nin ekonomik geleceği açısından olumlu bir beklenti olarak değerlendirilmektedir.
