Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin demir yolu ağını 2028 yılına kadar 17 bin 500 kilometreye çıkarmayı hedeflediklerini açıkladı. Uraloğlu, bu hedefin sadece demir yolu ağının genişletilmesi değil, aynı zamanda yerli ve milli araçların ve bileşenlerin üretimiyle Türkiye’nin demir yolu sektöründe teknoloji geliştirilmesini kapsadığını ifade etti.
Bakan Uraloğlu, Hasanbey Lojistik Merkezi’ndeki TÜRASAŞ Araç Teslim Töreni’nde, demir yolu sanayisinde önemli bir yere sahip olan TÜRASAŞ ve TCDD Taşımacılık arasında yapılan yeni nesil araçların teslim töreninde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti vurguladı.
Bu süreçte demir yolu sektöründe aşılan mesafeleri anlatan Uraloğlu, Türkiye’nin yüksek teknolojiye dayalı tamamen yerli bir sanayi ekosistemi oluşturduğunu belirtti. Uraloğlu, “Artık yok denilen pek çok projeyi hayata geçiriyoruz ve bu başarı, sadece ülkemizde değil dünya genelinde dikkat çekiyor” diye konuştu.
Uraloğlu, Türkiye’nin Asya ile Avrupa arasında yer alan Demir İpek Yolu’nun Orta Koridoru’ndaki stratejik önemine de vurgu yaparak, “2002 yılında yaklaşık 11 bin kilometre olan demir yolu ağımız, bugün 2 bin 251 kilometresi yüksek hızlı tren hattı olmak üzere 13 bin 919 kilometreye ulaşmış durumda. Artık Avrupa’nın altıncı, dünyanın sekizinci yüksek hızlı tren işletmecisi konumuna yükseldik” dedi.
Bakan Uraloğlu, demir yolu projelerine devam ettiklerini ve demir yolu ağını 2028’e kadar hedeflenen uzunluğa ulaştıracaklarını tekrar etti. Hedeflerinin sadece ağın genişletilmesi olmadığını, aynı zamanda bu ağda kullanacakları araç ve sistemlerin yerli imkanlarla geliştirilip üretileceğini belirtti. TÜRASAŞ’ın, bu vizyonu gerçekleştirdiğini ve Orta Doğu’nun en büyük raylı sistem araç üreticisi haline geldiğini aktardı.
Bakan Uraloğlu, TÜRASAŞ’ın uluslararası standartlarda üretim yaparak yerli sanayide sinerji oluşturduğunu ifade etti. Uraloğlu, bu başarının sadece Türkiye değil, aynı zamanda küresel demir yolu sektöründe de önemli bir yeri olduğunu söyleyerek, TCDD Taşımacılık için üretilecek 95 lokomotifin ilk 5’inin teslim edileceğini duyurdu.
E5000 Milli Elektrikli Lokomotifinin tamamen yerli bileşenlerle üretildiğini vurgulayan Uraloğlu, bu lokomotifin dünya genelinde sadece gelişmiş ülkelerin tekelinde olan teknolojilerle üretildiğini açıkladı. Lokomotifin, 5 megavat gücünde ve 140 kilometre/saat hıza sahip olduğu bilgilerini paylaştı.
Uraloğlu, 2026 yılında 30 ve 2027’de 45 lokomotifin üretim planlandığını, böylece toplam 95 lokomotifi kullanıma sunacaklarını aktardı. Bu projelerin, Türkiye’nin ulaşım altyapısını güçlendireceğini vurguladı.
Bakan Uraloğlu, 2023 yılından itibaren Adapazarı-Gebze arasında sefer yapan ilk milli elektrikli tren setlerinin sayısını 5’e çıkaracaklarını belirtti. Hedeflerinin, 2030 yılına kadar bu setlerin sayısını 56’ya ulaştırmak olduğunu ifade etti.
Bakan Uraloğlu ayrıca, “700T Akülü Manevra Aracı” ile sektöre yönelik çevre dostu bir çözüm getirdiklerini belirtti. Prototip geliştirme sürecinin başarıyla sonuçlandığını ve ilk seri üretimin devam ettiğini söyledi. Yangın söndürme ve kurtarma vagonunun tasarımının ise acil durumlara hızlı müdahale için gerçekleştirildiğini aktardı.
Demir yolu sanayisinde yerlilik oranının artışı, Türkiye’nin bağımsızlık ruhunu güçlendirdiğini anlatan Uraloğlu, artık Türkiye’nin raylı sistem araçlarını kendi imkanları ile üretebildiğini ifade etti.
Törende, E5000 Milli Elektrikli Lokomotif’in onay belgesi ve anahtarları, TCDD Taşımacılık Genel Müdürü Ufuk Yalçın ile TÜRASAŞ Genel Müdürü Selim Koçbay tarafından Bakan Uraloğlu’na takdim edildi. Bakan Uraloğlu, teslimatın ardından trenin kalkış emrini vererek yeni bir dönem açıldığını belirtmiş oldu.
