Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayınladığı verilere göre doğurganlık hızının ve yeni doğan bebek sayısının düşüş eğilimine girmesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dikkatini çekti. Hacettepe Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aykut Attar, doğurganlık hızındaki düşüşün nüfus yaşlanmasına ve ekonomik sorunlara yol açabileceğini belirtiyor. Bu durumun sosyal güvenlik sistemlerine negatif etkileri olabileceğine işaret eden Attar’a göre, Türkiye’nin demografik yapısını yeniden düzenlemesi gerekebilir.
Doç. Dr. Ayşe Abbasoğlu Özgören ise, Türkiye’nin toplam doğurganlık hızının 1950’lerden bu yana düşme eğiliminde olduğunu ve 2023’te 1,51 çocuk seviyesine gerilediğini belirtiyor. Yüzde 10,2 gibi yüksek bir oranla yaşlı nüfusun artması, Türkiye’nin yaşlanan bir topluma dönüşmekte olduğunu gösteriyor. Çocuk bağımlılık oranının azalması ve nüfusun yaşlanması, ekonomik yapıyı olumsuz etkileyebilecek bir süreci başlatabilir.
Özgören’e göre, doğurganlık hızındaki düşüş hem fırsatlar hem de zorluklar yaratacak. Nüfusun yaşlanmasının geçici bir fırsat penceresi oluşturduğu ve ekonomik büyümeyi destekleyebileceği düşünülüyor. Ancak bu sürecin yönetilmesi ve desteklenmesi gereken bir dönem olarak da ele alınması gerekiyor.
Türkiye’nin demografik dönüşüm sürecinde geçici bir fırsat penceresinden faydalandığına dikkat çeken Özgören, ülkenin bu fırsattan maksimum düzeyde yararlanabilmesi için eğitim ve istihdam politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini belirtiyor. Aynı zamanda yaşlanan nüfusun bakım ihtiyaçları ve sosyal sorumluluklar da göz önünde bulundurulmalıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin nüfus yapısındaki değişimi varoluşsal bir sorun olarak nitelendiriyor. Aile yapısının zayıflaması, evliliklerin azalması ve doğurganlık hızındaki düşüş, ülkenin geleceği konusunda endişelere neden oluyor. Bu trendin devam etmesi durumunda Türkiye’nin demografik sorunlarla karşı karşıya kalacağı uyarısında bulunuyor.
