Amerika Birleşik Devletleri’nde doğan her bebeğin otomatik olarak Amerikan vatandaşı olma hakkı sona eriyor. Bu değişim, Cumhuriyetçi Parti’nin lideri Donald Trump’ın başkanlığı altındaki yeni yönetim politikalarının bir parçası olarak öne çıkıyor. 5 Kasım’da yapılan seçimlerde yeniden başkan seçilen Trump, görevine başladıktan hemen sonra dikkat çekici adımlar atmayı planlıyor.
Trump, ilk olarak gümrük vergilerini artırma kararı alarak ülke genelinde tartışmalara yol açtı. Ardından, ABD topraklarında doğan çocukların otomatik vatandaşlık elde etme uygulamasını kaldıracağına dair açıklamalarda bulundu. Bu, Trump’ın göçmenlik politikalarına dair tutumunun önemli bir parçası haline geldi.
DOĞUM YOLUYLA VATANDAŞLIK DÖNEMİ BİTİYOR
ABC’nin Meet the Press programına verdiği demeçte, doğum yoluyla verilen vatandaşlık hakkını sonlandırmanın gerekliliğini vurgulayan Trump, “ABD’de doğum yoluyla kazanılan vatandaşlık hakkı bir saçmalık” ifadesini kullandı. Yapması planladığı başkanlık kararları arasında, 2021’deki Kongre Binası isyanına karışan kişileri affetme düşüncesi, ekonomi ve enerji gibi konular da yer almaktadır.
Trump, bu programda belgesiz göçmenler için toplu sınır dışı planlarını yeniden gündeme getirirken, çocukken ABD’ye gelen göçmenlere destek sağlama konusunda Demokrat Parti ile iş birliği yapma teklifinde bulundu. Bu noktada, Amerika’da doğan herkesin, ebeveynleri Amerikalı olmasa bile pasaport alma hakkının kaldırılması için bir yürütme kararnamesi çıkarma niyetinde olduğunu belirtti.
DOĞUM YOLUYLA VATANDAŞLIK YASASI
ABD’de doğum yoluyla vatandaşlığın verilmesi uygulaması, ülkenin Anayasası’nın 14. Ek Maddesi’nden kaynaklanmaktadır. Bu madde, “Amerika Birleşik Devletleri’nde doğan tüm kişiler, Amerika Birleşik Devletleri vatandaşıdır” ifadesini içerir. Ancak bu Anayasa değişikliği, Temsilciler Meclisi ve Senato’nun üçte ikisinin onayını, aynı zamanda eyaletlerin dörtte üçü tarafından da onaylanmasını gerektirir.
AİLELERİ PARÇALAMAK İSTEMİYORUM
Trump, belgesiz göçmenleri sınır dışı etme sürecinde ailelerin bir arada tutulması gerektiğini ifade etti. “Aileleri parçalamak istemiyorum,” diyen Trump, ailenin bir arada tutulmasının tek yolunun onları birlikte geri göndermek olduğunu belirtti. Bu ifadeleri, Trump’ın göçmenlik konusundaki sert tutumunu ve aile birleşiminin önemini vurguladığını gösteriyor.
Sonuç olarak, Donald Trump’ın başkanlık görevi boyunca uygulamaya koyacağı bu politikalar, yalnızca göçmenlik konularında değil, aynı zamanda ülkenin genel sosyal yapısı üzerinde de önemli etkilere yol açabilecek. Doğum yoluyla vatandaşlık uygulamasının sona ermesi, özellikle belgesiz göçmen aileler üzerinde derin etkiler yaratabilir ve sosyal politikaların yeniden şekillenmesine sebep olabilir. Bu durum, Trump’ın başkanlık döneminde kamuoyunun dikkatini çeken başlıca meseleler arasında yer alacak gibi görünüyor.