Amerika Birleşik Devletleri, 2024 yılı itibarıyla tarihi bir seçim sürecini geride bıraktı. Anketlerdeki belirsizliklerin ardından, Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Donald Trump, büyük bir zaferle sonuçlanan seçimlerde Demokrat Parti’nin adayı Kamala Harris’i geride bıraktı. Trump, kazandığı bu zaferle ABD’deki seçmenlerini sevinç içinde bırakırken, bazı kesimlerin ise huzursuz olduğu belirtildi.
Donald Trump, geçmişteki açıklamaları ve sert söylemleriyle tanınmasıyla dikkat çekiyor. Özellikle LGBT hakları konusunda daha önce yaptığı açıklamalarla bilinen Trump, başkanlık döneminde LGBT bireylerine yönelik politika ve uygulamalarını yeniden şekillendirmeyi amaçlıyor. “Tanrı yalnızca iki cinsiyet yarattı: erkek ve kadın” şeklindeki ifadeleriyle cinsiyet politikasındaki sert duruşunu gözler önüne serdi.
Trump, ülke genelinde tanınan cinsiyetlerin yalnızca kadın ve erkek olmasını öngören bir yasa tasarısını Kongre’den geçirmeyi planlıyor. Bunun yanı sıra, okullarda çocuklara uygunsuz cinsel materyallerin ve transseksüelliğin öğretilmesini hedef alarak, bu tür eğitimler veren okulların federal fonlarını kesmeyi hedefliyor. Bu gelişme, birçok eğitimcinin ve aktivistin tepkisini çekiyor.
Donald Trump’ın LGBT politikası kapsamında belirlediği düzenlemeler arasında şu maddeler öne çıkıyor:
- Çocuklara uygunsuz cinsel materyaller ve transseksüelliği öğreten okul kurumlarına verilen federal fonların kesilmesi;
- Kongre’den, ABD hükümeti tarafından tanınan cinsiyetlerin yalnızca erkek ve kadın olduğuna dair bir yasa tasarısının geçmesini istemesi;
- Yetkililere, çocuklara yanlış bedenlerde sıkışmış olabileceklerini tavsiye edenlerin ağır sonuçlarla yüzleşeceği konusunda uyarılar;
- Her federal kuruma, cinsiyet değişikliğini teşvik eden tüm programları durdurmaları konusunda talimat veren bir başkanlık kararnamesinin imzalanması;
- Aile değerleri ile erkek ve kadın arasındaki farkların olumlu eğitimlerle anlatılması;
- Her eyalette reşit olmayan bireyler için cinsiyet değiştirme ameliyatlarının yasaklanması;
- Büyük ilaç şirketleri ve hastanelerin, cinsiyet değişikliği prosedürlerinin uzun vadeli yan etkilerini gizleyip gizlemediğine dair araştırmaların yapılması.
Bu bağlamda, Trump’ın politika ve uygulamaları, halkta kutuplaşmaya yol açabilecek nitelikte. Yeni başkanın, LGBT bireylerinin hakları ve cinsiyet kimliği konusundaki uygulamaları, birçok kişi tarafından endişeyle izleniyor. Trump’ın bu yeni politikaları, hem destekçilerini hem de karşıtlarını etkileyerek ABD toplumu üzerinde derin bir etki bırakacağı düşünülüyor.
Sonuç olarak, Donald Trump’ın başkanlık dönemi, özellikle LGBT hakları ve cinsiyet politikaları üzerinde önemli değişimlere ev sahipliği yapma potansiyeline sahip. Seçim zaferinden sonraki adımları, hem ülkenin sosyal yapısı hem de yasaları üzerinde belirleyici bir etki yaratabilir.