Rusya’nın Kişinev Büyükelçiliği, Moldova sınırları içerisinde bulunan ve tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Transdinyester bölgesindeki doğalgaz krizine dair bir yazılı açıklama gerçekleştirdi. 1 Ocak 2025 tarihi itibarıyla söz konusu bölgede Rus doğalgazının kesildiği belirtilmekte ve bu durumun, enerji krizinin tırmanmasına yol açtığı kaydedilmektedir.
Açıklamada, Kişinev yönetiminin Gazprom ile olan ilişkilerinde yaşanan sorunları kasten göz ardı etmesinin, Transdinyester’deki krizin ana sebebi olarak ifade edildi. Ayrıca, Ukrayna’nın Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy yönetiminin izlediği yıkıcı politikaların, Moldova’da mevcut olan enerji krizini artırdığına dikkat çekildi.
Ukrayna’nın Avrupa’ya doğalgaz sevkiyatına yönelik anlaşmayı uzatmadığının altı çizilen açıklamada, Transdinyester bölgesindeki mevcut durumun Batı ve Ukrayna tarafından yapay bir şekilde oluşturulduğu vurgulandı. Bu durum, bölgedeki vatandaşların enerji ihtiyacını doğrudan etkileyerek ciddi sonuçlar doğurmakta.
SEVKİYAT DURDURULDU
Transdinyester bölgesine Rus doğalgazı, Ukrayna üzerinden sevk ediliyordu. Bu, bölge için hayati önem taşımaktadır. Ancak Rus enerji şirketi Gazprom, 1 Ocak 2025’te yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın Avrupa’ya doğal gaz sevkiyatına yönelik anlaşmayı uzatmayı reddettiğini duyurdu. Bunun sonucu olarak, Ukrayna üzerinden Avrupa’ya doğalgaz sevkiyatlarının durdurulması kaçınılmaz hale geldi.
Gazprom, aynı zamanda Moldova’ya doğalgaz sevkiyatını da 1 Ocak’ta gerçekleştirilmek üzere durdurduğunu belirtti. Bu, Moldova’nın Gazprom’a olan borcunu ödeyememesi nedeniyle gerçekleşti. Moldova’nın bu borcu ödememesi, sadece Transdinyester bölgesinde değil, genel olarak bölgedeki enerji krizini daha da kötüleştirmektedir.
Sonuç olarak, Transdinyester bölgesindeki doğalgaz krizi, hem yerel yönetimin hem de uluslararası politikaların bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Kişinev yönetiminin durumu düzeltmeye yönelik adımlar atmaması, enerji bağımlılığını artırmakta ve bu durum bölgedeki insanları zor bir duruma sokmaktadır. Hem bölgesel hem de uluslararası kamuoyunun dikkatini çeken bu kriz, gelecekte ortaya çıkabilecek daha büyük enerji sorunlarının habercisi olabilir.