Orta Doğu, uzun yıllar sonra barış ve huzur için oldukça umutlu bir dönem geçiriyor. Suriye’de Esad rejiminin çöküşüyle sona eren 13 yıllık iç savaş, dünya genelindeki Suriyeli göçmenlerin geri dönme arayışını tetikledi. Bu durum, hem Suriye’deki yıkımın sona ermesiyle hem de insanlık hallerinin iyileşmesiyle doğrudan bağlantılı.
Suriye’de yaşanan iç savaşın ardından, farklı nedenlerle değişik ülkelerde bulunan Suriyeli mültecilerin geri dönüşü, onların yeni hayata başlayabilmeleri için bir fırsat gibi görünse de, bu geri dönüşün yaşandığı ülkelerde iş gücü alanında bazı endişeleri de beraberinde getirdi. Özellikle Türkiye’de sanayi sektörü, bu geri dönüşler nedeniyle personel ihtiyacının artması olasılığına hazırlanmakta. Benzer şekilde Avrupa’da birçok ülke, bu durumla ilgili tedirginliğini dile getiriyor.
Bu noktada özellikle Almanya’dan yapılan uyarılar dikkat çekiyor. Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Suriyelilerin geri dönmesi durumunda, ülkede nitelikli iş gücü eksikliğinin yeniden gündeme geleceği konusunda uyarıda bulundu. Alman Ekonomi Enstitüsü de bu bağlamda hükümete bu durumu göz önünde bulundurarak gerekli önlemleri alması gerektiği yönünde tavsiyelerde bulundu.
Almanya’da resmi olarak kayıtlı yaklaşık 213 bin 500 Suriyeli işçi bulunuyor. Bunlar arasında 86 bin kişilik grup hizmet sektöründe çalışırken, 127 bin kişi ise meslek eğitimi gerektiren ya da üniversite eğitimine ihtiyaç duyan nitelikli iş alanlarında faaliyet gösteriyor. Bu veriler, Suriyelilerin ekonomik açıdan ne kadar önemli bir rol üstlendiklerine işaret ediyor.
Özellikle sağlık sektörü, Suriyeli iş gücüne en çok bağımlı olan alanlardan biri. Bu bağlamda Nancy Faeser, Berlin’deki kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamasında, Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri durumunda sağlık sektöründeki birçok birimin ortadan kalkabileceğine dikkat çekti. Faeser, “Eğer burada bulunan tüm Suriyeliler ayrılırsa, sağlık sektöründeki bütün birimler yok olur.” ifadelerini kullandı.
Bu durum, sadece Almanya için değil, Suriye’den gelen diğer mültecilerin bulunduğu Avrupa’nın pek çok ülkesinde de benzer kaygılara yol açıyor. Suriye’deki çatışmaların sona ermesi, göçmenlerin geri dönüşünü teşvik edebilir, fakat bu süreç, göçmenlerin yeni yaşam alanlarına bağlılığını azaltabilir ve bu da iş gücü dengesizlikleri yaratabilir.
Sonuç olarak, Orta Doğu’da barış umudunun filizlenmesi, göçmenlerin ülkelerine geri dönme isteğini artırıyor. Ancak bu geri dönüşlerin, çeşitli ülkelerdeki iş gücü piyasasında yarattığı olumsuz etkiler, ülkelerin hükümetleri ve yöneticileri tarafından dikkate alınması gereken bir durum olarak ön plana çıkıyor. İş gücü kaybı yaşanmaması adına, bu durumla ilgili bilinçli adımlar atılması gerektiği her geçen gün daha da belirgin hale geliyor.