Suriye’de 8 Aralık 2024 tarihinde gerçekleşen tarihi devrim, uluslararası düzeyde önemli yankılar uyandırdı. Bu devrim, Rusya ve İran’ın desteğine rağmen, 27 Kasım 2024’te İdlib’te başlayan ve 13 gün süren muhalif yürüyüşlerin sonucunda gerçekleşti. Bu yürüyüşler, Beşar Esad rejiminin baskılarına direnerek Şam’da başarı ile sonuçlandı. Yaşanan bu gelişmeler, Esad’ın kontrolü kaybetmesiyle sonuçlanmış ve Esad, nihayetinde Rusya’ya kaçmak zorunda kalmıştır.
Güçlerini kaybeden Esad rejimi ile birlikte muhalifler tarafından yönetim ele geçirilmiş, bu süreçte İran destekli mezhep güdümlü milis güçler, 13 gün süreyle süren çatışmaların ardından ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştır.
SURİYE’DEKİ NÜFUZUNU KAYBEDEN İRAN DÜĞMEYE BASTI
Bu tarihi gelişme, Suriye’deki etkisini kaybeden İran’ı harekete geçirdi. Yeni yönetimin vatandaşların güvenliği için tüm dini ve etnik gruplara adil ve eşit yaklaşma konusunda yaptığı açıklamaların, İran destekli güçler tarafından zedelenmesi hedef alındı.
İRAN DESTEKLİ DİN ADAMLARININ MEZHEP PROVOKASYONU
Esad rejimine karşı olan muhalif yürüyüşün ilk günlerinde, Şii inancına sahip kişilerin kutsal kabul ettiği bir türbenin ateşe verilmesi gibi olayların görüntülerinin yeniden servis edilmesiyle, önceden başlayan huzur ortamı, ilk günlerinde yaşananlarla tamamen kaosa dönüştü. Özellikle Alevi topluluklar arasında büyük bir heyecan ve gerginlik yaşandı.
Bu süreçte, İran destekli din adamları meydanlarda görünmeye başladı. Bu din adamlarının sosyal medyada paylaşılan görüntüleri, halkı yeni yönetime karşı provoke eden çağrılar yaparak dikkat çekti. Bir din adamının “Bizi kışkırtmaya kalkanların kellesini keseriz” söylemi, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekti.
İRAN’A SURİYE DIŞİŞLERİNDEN TEPKİ
İran’ın bu kaos planına ilk tepki ise, Suriye Geçici Hükümeti Dışişleri Bakanı Esaad Hasan Şeybani tarafından verildi. Şeybani, İran’a karşı şu ifadeleri kullandı: “İran, Suriye halkının iradesine, ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duymalıdır. Ayrıca, İran’ı Suriye’de kaos yaymaktan kaçınmaları konusunda uyarıyor ve son açıklamalarının sonuçlarından sorumlu tutulacaklarını belirtmek istiyoruz.” Bu açıklama, İran lideri Ali Hamaney’in kısa bir süre önce yaptığı açıklamalarla birlikte değerlendirildi.
HAMANEY’İN KAOS ÇAĞRISI
Hamaney, başkent Tahran’daki İmam Humeyni Hüseyniyesi’nde yaptığı konuşmada, Suriye’deki gençleri ve halkı kışkırtıcı nitelikte bir çağrıda bulunmuştu. “Suriye’de güçlü ve onurlu bir hareketin yükseleceğini öngörüyorum” diyerek, gençlerin yaşam koşullarını eleştirip onları harekete geçmeye teşvik etti. “Kaybedecek hiçbir şeyi yok. Üniversitesi güvensiz, okulu güvensiz, evi güvensiz, sokağı güvensiz… Tüm hayatı güvensiz. Ne yapması gerekiyor?” gibi ifadeleri, bölgedeki karışıklığı daha da arttıran bir çağrı olarak yorumlandı.