Suriye, 61 yıllık Baas rejiminin 8 Aralık 2025’te devrilmesi ile birlikte yeni bir döneme girdi. Bu süreç, ülke halkı için özgür bir yaşamın kapılarını araladı. Yeni yönetim, iç savaş döneminde mahkum edilmiş sivillerin serbest bırakılması amacıyla genel af ilan etti ve hapishanelere girerek onların durumunu değerlendirmeye aldı.
Ancak, bu ziyaretler sırasında insanlığı derinden yaralayan görüntüler ortaya çıktı. Esad rejimi döneminde çeşitli sebeplerle tutuklanmış sivillerin, gözaltı merkezlerinde ve hapishanelerde maruz kaldıkları şiddet sonucunda hayatlarını kaybettikleri veya geri dönülemez fiziksel ve zihinsel travmalara uğradıkları öğrenildi.
Bu süreçte en çok dikkat çeken yerlerden biri Sednaya Hapishanesi oldu. Baas rejimi burada 72 farklı işkence yöntemi uygulayarak mahkumları korkunç koşullarda tutmaya devam etti. Fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddeti içeren bu işkenceler, insanlığın utançlarına sahne oldu.
Sednaya’da uygulanan fiziksel işkenceler arasında, mahkumların vücutlarına kaynar su dökülmesi, başlarının suya batırılması gibi yöntemler bulunmaktaydı. Ayrıca, tutuklular; elektrikli coplarla dövülmekte, çıplak metal sandalyelere oturtulmakta ve çeşitli cilt yakma yöntemlerine maruz kalmaktaydılar. Bu insanlık dışı uygulamalar sonucunda, binlerce sivil hayatını kaybetmiş, birçok kişi ise işkencenin yarattığı izlerle yaşamını sürdürmeye çalışmıştır.
Yeni yönetim sayesinde özgür kalan bazı mahkumlar, Suriye İnsan Hakları Ağı’na baskılara ve işkenceye maruz kaldıklarını anlattılar. Mahkumlar, Sednaya’da yaşadıkları korkunç deneyimleri ve işkence yöntemlerini ortaya koyarak, siyasi mahkumlara yönelik şiddetin hapishaneye giriştiklerinde başladığını belirttiler. Gözaltı merkezine giriş esnasında, metal çubuklar ve elektrik telleri ile dövüldüklerine dair ifadeler verdiler.
İşkence süreci, tutukluların sorguya alınması sırasında da devam ediyordu. Sorgulama sırasında birçok mahkum, aniden soğuk suya maruz kalmakta ve bu uygulama özellikle kış aylarında daha da zorlayıcı hale gelmekteydi. Çoğu zaman çıplak bırakılan tutuklular, suyun vücutlarının farklı yerlerine sıkılması sonucu aşırı zorluk yaşamaktaydılar.
Ayrıca, mahkumlara boğulma hissi yaratmak için kafalarının su dolu kaplara sokulması da işkence yöntemleri arasında yer almaktadır. Bu durum, tutukluların nefessiz kalma korkusunu derinleştirerek işkencenin etkisini arttırıyordu.
Sednaya’da maruz kalınan diğer işkence yöntemleri arasında elektrik şokları verilmesi, metal şişler ile vücuda zarar verilmesi ve sigara izmaritleriyle yakılması yer almaktadır. Bununla birlikte, tutukluların uzun süreli işkenceye maruz kalması için tırnaklarının ve saçlarının koparılması da fazlasıyla yaygın bir uygulamaydı.
Bu işkence yöntemleri arasında ‘hayalet pozisyonu’ olarak bilinen uygulama, tutukluların ellerinin bağlanarak tavana asıldığı bir süreci içeriyordu. Diğer yöntemlerden biri, mahkumların vücutlarını hareket edemeyecek şekilde bir tekerleğe sabitlenmesi ya da omurgalarına zarar verecek şekilde zor durumlara sokulmasıydı.
Kısacası, Suriye’de özgürlük umuduyla yeni bir dönem başlarken, geçmişte yaşanan işkenceler