Suriye’de 61 yıllık Baas rejiminin çökmesi, ülkede önemli gelişmelere yol açtı. 2011 yılında, halkın özgürlük talebiyle başlattığı hareketlerin, rejim tarafından şiddetle bastırılmasıyla birlikte iç savaşın ateşi yandı. Bu süreçte, başkent Şam’ın rejimin kontrolünden çıkması, söz konusu iç savaşın seyrinde belirleyici bir rol oynadı.
Beşar Esad rejiminin devrilmesinin ardından, Şam’daki resmi konutlara muhalif grupların girmeye başlaması, bölgede yaşanan kaosun bir göstergesi oldu. Özellikle, Esad’ın kardeşi Mahir Esad tarafından yönetildiği bildirilen önemli bir uyuşturucu deposu, muhalifler tarafından ele geçirildi.
Ele geçirilen uyuşturucu deposunun, Şam yakınlarındaki bir askeri karargahta bulunduğu belirtiliyor; ancak kesin konum bilgisi paylaşılmadı. Bu deponun içeriği, çoğunlukla amfetamin içeren ve “fakirin kokaini” olarak adlandırılan captagon’un bulunduğu bir yer olarak tanımlanıyor. Captagon, son derece bağımlılık yapıcı bir uyuşturucu türü olarak biliniyor ve kullanım oranları, iç savaştan etkilenen bölgelerde giderek artış gösteriyor.
Beşar Esad rejiminin Suriye’den, daha çok petrol zengini Arap Körfez ülkelerine captagon haplarını kaçırarak milyarlarca dolar gelir elde ettiği ortaya çıktı. Bu durum, rejimin ekonomik zorluklar karşısında mücadele etmesine yardımcı olan bir strateji olarak öne çıkıyor. Uyuşturucu ticareti, ABD yaptırımları altında olan Esad rejimi için adeta bir “ekonomik can simidi” konumuna geldi. Böylece, ülke içindeki siyasi ve ekonomik istikrarsızlık devam ederken, uyuşturucu ticareti alternatif bir gelir kaynağı haline geldi.
Ayrıca, Suudi Arabistan merkezli Al Arabiya gazetesi, bu hafta Şam’ın güneyindeki Mazzeh Hava Üssü’nde binlerce captagon hapının bulunduğunu bildirdi. Bu durum, Suriye’deki uyuşturucu ticaretinin boyutlarını gösterirken, aynı zamanda rejimin kontrolü altındaki askeri tesislerden yapılan uyuşturucu üretiminin ve dağıtımının boyutlarını da gözler önüne seriyor.
Özetle, Suriye’de yaşanan iç savaş ve rejimin çöküşü, yalnızca siyasi bir değişim değil, aynı zamanda yüzyıllardır devam eden bir narkotik ticaretinin de yükselişine zemin hazırladı. Uyuşturucu ticareti, hem muhalif gruplar hem de Esad rejimi için önemli bir gelir kaynağı haline gelmekte olup, bu durum Suriye’nin geleceği açısından da kaygı verici bir tablo çizmektedir.