Akıllara durgunluk veren olayın adresi Avustralya’dır. Avustralya basınındaki haberlere göre, 34 yaşında bir sosyal medya fenomeni kadın, bebeğinin ölümcül bir hastalıkla mücadele ettiğini ileri sürerek takipçilerinden yardım talep etmiştir. Kadın, “büyük sıkıntı ve acı” içinde olduğunu belirterek, bebeğinin görüntülerini ve fotoğraflarını sosyal medyada paylaşmış; bu durum da takipçilerinden bağış toplama sürecini başlatmıştır.
Ekim 2024 tarihinde bebeğin ciddi bir sağlık sorunu nedeniyle hastaneye yatırılması, Brisbane şehrindeki hastanede görevli sağlık personelinin dikkatini çekmiştir. Personel, hastaneye gelen bu küçük çocuğun durumunu gözlemleyerek kadının gerçekleştirdiği suçu tespit etmiş ve gerekli yasal işlemlerin başlatılmasına neden olmuştur.
Yetkililer, yapılan incelemelerde, kadının bebeğine tıbbi onay olmadan bir dizi ilaç verildiğini ortaya çıkarmıştır. 2023 yılının 6 Ağustos ile 15 Ekim tarihleri arasında bu tür uygulama yapılmış ve bu süreçte kadın, bebeğine çeşitli ilaçlar vererek onu zehirlemiş olarak tespit edilmiştir. Bu müthiş bir istismar vakasıdır ve sosyal medya fenomeninin yaptığı bu eylem, büyük bir infiale yol açmıştır.
Kadın, sosyal medya üzerinden takipçilerinden 37 bin doların üzerinde bağış toplamayı başarmıştır. Bu bağışlar, aslında o dönemde çok zor bir dönem geçirdiğini iddia eden kadına, kendi menfaatleri doğrultusunda bir gelir kaynağı sağlamış görünmektedir. Ancak tüm bu yaşananlar, annenin gerçek yüzünü ortaya çıkarmış ve yasal sorumluluklarını tartışmaya açmıştır.
Olayın medyaya yansımasının ardından, polis harekete geçmiş ve kadını gözaltına almıştır. İki önemli suçlamayla karşı karşıya kalan kadın; işkence, zehirleme, çocuk istismarı ve dolandırıcılıkla suçlanmaktadır. Bu suçlamalar, olayın ciddiyetini açıkça ortaya koymakta ve toplumda büyük bir tepki yaratmaktadır. Kadının yarın mahkemeye çıkarılması beklenmektedir ve bu mahkeme, hem annesinin hem de bebeğin geleceği açısından çok kritik bir öneme sahiptir.
Bu tür üzücü ve akıllara durgunluk veren olayların, sosyal medya gibi geniş bir alanda nasıl gerçekleştiği ve bu süreçte kimlerin mağdur olabileceği konusunda toplumun daha fazla bilinçlenmesi gerekmektedir. Çocukların güvenliği ve annelerin sorumluluğu da bu bağlamda ele alınması gereken önemli bir konudur. Olayın ortaya çıkmasıyla bir kez daha anlaşıldığı üzere, sosyal medya, bazı kişiler için kötüye kullanılabilir ve bu da mağdur olan masum bireylerin hayatını derinden etkileyebilir.
