İşte üzerinde özellikle kadınların, bitmek tükenmek bilmeyen bir tartışma içine gireceği kesin olan bir konu.
Kadınlara Yönelik Olumsuz Tutumlar
İnsanın başına gelen talihsizlikleri abartıp, hele hele bunu bir cinsin üzerine yıkacak kadar karamsar ve kötücül olması öncelikle kendi kendini cezalandırmaktır.
Schopenhauer’in aşkın metafiziğine baktığımızda bunu rahatlıkla görebiliyoruz:
“Kadınlar zihinsel olsun, bedensel olsun, büyük işler için yaratılmamışlardır. Bunu net bir şekilde anlamak için görüntülerine bakmak yeterlidir.”
Gene başka paragraflarda da bu düşmanlığı net olarak görürüz. Sanırım Nietzsche, kadınların yüreği kötü sözünü buralardan esinlenerek yazmış.
“Doğanın büyük gücü, konu genç kızlar olduğunda, dramatik bir anlamda çarpıcı etki denen şeyi göz önünde tutmuş gibidir; çünkü onlar yaşamlarının kalanı pahasına, birkaç yıllığına emsalsiz bir güzellik, tam bir cazibe ve dolgunlukla donatır. Doğa bunu öyle bir şekilde yapmıştır ki, bu birkaç yıl boyunca bir genç adamın hayal gücünü ve hatta hayal dünyasını kendilerine tutsak edebilirler.”
“Bir şey ne derece soylu ve mükemmel ise, onun olgunluğa erişmesi de o derece geç ve yavaş olur. Erkek, zihinsel kavrama gücünün ve ruhsal kabiliyetlerin olgunluğuna yirmi sekizinden önce çok nadir olarak ulaşır; kadınlar ise, henüz on sekiz yaşlarında bu güce sahip olurlar…”
Kadınların Zihinsel Özellikleri
“Daha ziyade, kadınlar zihni bakımdan dar görüşlüdürler. (Bir anlamda miyopturlar) Sezgiye dayalı kavrama güçleri kendilerine en yakın olanı çok çabuk ve berrak bir şekilde algılarsa da, görüş alanları çok dardır.”
“Kadınlara özgü neşenin kökeni işte budur. Onları erkeklerin kötü düşüncelerini, karamsarlıklarını nötralize etmek, eğlendirmek ve ihtiyaç duyulduğunda, hata, tasa ve endişe ile bunaldıklarında erkeği teselli etmek için yapılandırırlar.”
Adalet Duygusu ve Karakter Kusuru
“Yukarıda söylenmiş olanlar göz önüne alınarak daha yakından bakılınca, kadın karakterindeki temel kusurun ‘adalet duygusu’ndan yoksunluk olduğu görülecektir. Bu, esas itibarıyla daha önce sözü edilmiş olan muhakeme kabiliyetindeki ve düşünme melekesindeki zayıflıkta kaynağını bulur. Ancak aynı zamanda kısmen doğanın onlara daha zayıf cins olarak tahsis ettiği konuma kadar götürülebilir. Onlar, bu konumları gereği kuvvete değil, fakat kurnazlığa bağımlıdırlar. Bu nedenle içgüdüsel olarak desise ve kurnazlığa yatkındırlar ve yalan söylemeye karşı iflah olmaz bir anlayışa sahiptirler.”
“Ve iki kadının tanışırken birbirlerine, iki erkeğin benzer bir durumda göstereceğinden daha büyük bir ihtiyat ve riyakârlıkla davranmaları bilinen bir husustur.”
Münferit veya kısmi istisnalar bu genellemenin dışında kalabilir; ancak, kadınlar, bir bütün olarak alındığında, en katı ve en onulmaz philisterlerdir ve öyle kalacaklardır.
Philister: Zihinsel kapasite düşüklüğü nedeniyle zihinsel herhangi bir ihtiyacı olmayan kişi.