ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, Gazze Şeridi’nde ateşkes sağlanmasının önündeki en büyük engel olarak Hamas lideri Yahya Sinwar’ı gösterdi. Kirby, Sinwar’ın varlığının, barış süreci ve ateşkese ulaşma çabalarının önünde ciddi bir engel teşkil ettiğini vurguladı. Bu bağlamda, Kirby, ABD’nin savaşa bir son vermenin kritik önemine inandığını belirterek, Sinwar’ın ölümünün sürecin ilerlemesi için bir dönüm noktası olabileceğini ifade etti.
Kirby, Gazze Şeridi’nde ateşkes görüşmelerinin şu anda devam etmediğini ve bu konuda umut verici gelişmelerin yaşanmadığını aktardı. “Keşke bugün size Doha’da ekipleri yeniden bir araya getirdiğimizi ve yeni bir başlangıç yaptığımızı söyleyebilseydim. Ancak şu anda bulunduğumuz nokta bu değil,” dedi. Bu ifadeleri, bölgedeki durumu sorgulayan ve barış için gerekli adımların atılmadığını ortaya koyan bir ton taşıyordu.
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ise Sinwar’ın ölümünün, hem Gazze hem de Lübnan’da yön değişikliği için bir fırsat sunduğunu ileri sürdü. Austin, Sinwar’ın bu bölgelerdeki etkisinin azalmasının, siyasi ve stratejik bir dönüşüm için bir fırsat yaratabileceğini savundu. Bununla birlikte, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, Hamas teslim olmadığı sürece Gazze Şeridi’nde saldırılarına devam edeceğine dair açıklamalarını hatırlatan Austin, olayların nasıl gelişeceğini beklemek gerektiğini ifade etti. Bu, bölgedeki tansiyonun ve karmaşanın nasıl bir yön alacağı konusunda belirsizlik sundu.
Austin, ayrıca “Olayların nasıl gelişeceğini göreceğiz” ifadesiyle, mevcut duruma dair yorum yapmanın erken olduğunu düşündüğünü ortaya koydu. Bunun yanı sıra, hem Gazze’de hem de Lübnan’da tarafların bu değişim fırsatını iyi değerlendirmelerini umduğunu belirtti. Bu ifadesi, ABD’nin Orta Doğu politikasında önemli bir değişim gerçekleştirmek istediği izlenimini veriyor.
ABD’li Bakan, Orta Doğu’daki ABD kuvvetlerinin, İsrail’in savunmasını desteklemeye her zaman hazır olduğunu vurguladı. Bu, ABD’nin bölgedeki stratejik çıkarlarını koruma konusundaki kararlılığını gösteriyor. ABD’nin bölgedeki askeri varlığının, hem İsrail’in hem de bölgedeki istikrarın korunmasında önemli bir rol oynaması bekleniyor.
Bu bağlamda, hem Kirby’nin hem de Austin’in açıklamaları, bölgedeki barış ve güvenlik sürecinin ne denli karmaşık olduğunu ortaya koyuyor. Sinwar’ın ölümü, ABD ve müttefikleri için önemli bir stratejik fırsat sunuyor gibi görünse de, bu durumun ne yönde gelişeceği belirsizliğini koruyor. Mevcut durum, hem bölgesel aktörler hem de uluslararası güçler için ciddi bir sınav niteliğinde. Zira, Gazze ve Lübnan’daki durum, Orta Doğu’nun genelinde büyük etkilere yol açabilecek potansiyele sahip.
