Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş, her geçen gün yeni gelişmelerle birlikte tansiyonunu artırıyor. Bu durum, sadece bölgede değil, dünya genelinde de yankı uyandırıyor. Özellikle Rusya ve Kuzey Kore arasında imzalanan askeri anlaşma, uluslararası toplum tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. Bu anlaşmanın arka planındaki asker hareketlilikleri, hem Rusya hem de Kuzey Kore cephesinde dikkatleri çekiyor.
Kuzey Kore’nin cephedeki askerlerini aktif bir şekilde kullanmaya devam ettiği bilinirken, Rusya’nın yeni iş birlikleri arayışında olduğu gözleniyor. Bu iş birlikleri, savaşın seyrini değiştirebilecek bir boyut kazanma ihtimali taşıyor. Özellikle, iki ülkenin stratejik ortaklıklar geliştirmesi ve asker göndermesi, işin ciddiyetini artırıyor.
YEMENLİLERİ ZORLA SİLAHALTINA ALDILAR
İngiliz Financial Times gazetesinin ortaya attığı iddialara göre, Rusya, Yemen’den yüzlerce kişiyi Ukrayna’da savaşmak üzere zorla silah altına aldı. Bu durum, Rusya’nın asker ihtiyacı ve savaş stratejileri ile doğrudan bağlantılı. Gazete, bu hamlenin Moskova ile İran destekli Husi milisleri arasındaki ilişkileri daha da güçlendirdiğini belirtiyor. Bu yeni iş birliği, bölgedeki güç dengesini etkileme potansiyeline sahip.
Habere göre, Rusya ordusuna katılmak üzere Yemen’den giden yüzlerce kişi, Husi destekli bir şirketin himayesinde bu ülkeye gönderildi. Bu kişilere, yüksek maaşlı iş, yaşam standartları ve Rus vatandaşlığı gibi cazip vaatlerde bulunulduğu aktarılıyor. Bu tür ikna yöntemleri, bölgedeki sosyal ve ekonomik zorbalığın bedelini artırırken, savaşçı topluluklar arasındaki geçişkenliği de güçlendirmiş oluyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Yemen özel temsilcisi Tim Lenderking, Financial Times’a verdiği röportajda, Rusya’nın Husilerle ilişkilerini derinleştirmek için aktif bir şekilde çalıştığını gündeme getirdi. Ayrıca, Rusya ile Husiler arasında silah transferi konularında görüşmeler yapıldığına dair önemli açıklamalar yaptı. Lenderking, “Sana’daki bu diyaloğu derinleştiren Rus personelin var olduğunu biliyoruz. Tartışılan silah türleri oldukça endişe verici ve Husilerin Kızıldeniz’deki ve muhtemelen ötesindeki gemileri daha iyi hedef almasını sağlayacak” dedi.
Bu açıklamalar, uluslararası güvenlik ve istikrar için kaygı verici bir durumun habercisi niteliği taşıyor. Yahut, bu tip iş birlikleri ve silah transferleri, sadece çatışmanın şiddetini artırmakla kalmayıp, aynı zamanda bölgedeki gerginliği de daha da derinleştirebilir. Özellikle Yemen’deki savaşın karmaşık yapısı, bu tür dış müdahaleleri daha da karmaşık hale getirme riskini taşıyor. Bu alandaki gelişmeler, ilerleyen zamanlarda uluslararası siyaseti ve güvenlik dinamiklerini köklü bir şekilde etkileyebilir.
