G-QXXHXL9JW0
USD34,24
EURO37,63
CNY4,88
GBP45,08
EURO/USD1,10
BIST9.109,34
Petrol78,14
GR. ALTIN2.922,34
BTC2.140.058,31

Ruhi Su Ustayı Aramızdan Ayrılışının 39.Yıl Dönümünde Saygıyla Anıyoruz.

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Mehmet Ruhi Su, 1912’de Van’da doğmuş, 20 Eylül 1985’te İstanbul’da vefat eden bir sanatçımızdır.

Bas bariton, Türk halk müziği yorumcusu, besteci ve şairdir. Birinci Dünya Savaşı sırasında ailesini kaybeden Ruhi Su, yoksul bir ailede büyümüş ve müzik yeteneğiyle dikkat çekmiştir. Eğitimine Adana Öksüzler Yurdu’nda başlamış, daha sonra Ankara Müzik Öğretmen Okulu’ndan mezun olmuştur.

ANKARA MÜZİK ÖĞRETMEN OKULU VE ASKERİ LİSE YILLARI

”Yıl 1925. Ankara’da Müzik Öğretmen Okulu kuruldu. Türkiye’deki tüm öksüz yurtlarına, müziğe yetenekli, sesi güzel çocukların, sınav sonucu müzik öğretmen okullarına yollanması için bir bildiri yolladılar. Adana Öksüzler Yurdundan dördüncü Sınıf öğrencisiyim, beşinci sınıftan Şaban’ la sınava girdik. Sınavı kazandım,  Şaban kazanamadı. Okul Müdürü beni çağırarak, “sen bir sene daha bu okulda okuyabilirsin ama Şaban açıkta kalır, bu yıl onu kazanmış gibi gösterelim, sen nasılsa seneye yine sınava girersin.” der.  Kabul ettim. Gerçekten de ben gitsem arkadaşım açıkta kalacaktı. Bir yıl sonra, sınavı kazanacağımdan emindim. Bir yıl sonra beşinci ben ve Suphi girdi sınava ve ikimiz de kazandık. Kayıt işlemleri için dosyalar Ankara’ya gönderdik. Bu sırada, dönemin Savunma Bakanı Recep Peker’den öksüz yurtlarına bir başka bildiri geldi. Bu bildiride:  “ okulu bitiren tüm çocuklar zorunlu olarak askeri okullara girecek.” denmekteydi. Bize bunu duyurdular. Çok üzüldüm ama yerimi Şaban’a verdiğime hiç pişman olmadım. Suphi, ben ve diğer arkadaşlarımla birlikte, İstanbul Halıcıoğlu askeri Lisesi ne gidecektik. Yeniden müzik öğretmen okuluna nasıl gideceğimi düşünmeye başlarken,  askeri okula gitme hazırlıklarımız başladı. Doktor kontrolünden geçtik. Göz muayenesinde az görüyormuşum numarası yaptım ama sağlam olduğuma karar verdiler. O ara isimlerimizden dolayı, küçümsendiğimizin farkına varıyorduk. İsimlerimizi değiştirmeyi veya ek bir isim almayı kararlaştırdık. Ökkeş, Durmuş, Cumali, Ali Merdan gibi isimleri bırakarak “kibar” isimlerimizle İstanbul’a Halıcıoğlu Askeri Lisesi ne geldik. Artık ben, Mehmet Ruhi idim.

İstanbul Öksüzler Yurdu öğrencileri bize yol gösterdiler. Beni kendi yurtlarındaki Ahmet Muhtar Bey ile tanıştırdılar. Akşam oldu mu kantinde toplanırdık. Ağabeyler “hadi Ruhi çal” derlerdi. Keman çaldırırlardı. Bir akşam yine kantinde ağabeylere keman çalarken, okul komutanı içeri girdi “ Ne yapıyorsunuz? Bu ne rezalet?” dedi. Kemanı kaptığı gibi ayaklarının altına alıp, kırması bir oldu.

Birkaç gün sonra, okul komutanı beni çağırdı. Kemanın parasını vermek isteyince, kabul etmedim. Çok üzülmüştüm. Aklım fikrim Müzik öğretmen Okulu’na nasıl gidebileceğimdeydi. Buradan ayrılmanın yollarını arıyordum. Bir gün, Ahmet Muhtar bey Ankara’ya gelebilir misin diye sordu.  Hiç bir şey düşünmeden gelirim dedim. Askeri Lise’ den kaçmaya karar verdim. Kimliğim Müdüriyette idi. Arkadaşlarım aralarında para topladılar. İki kimliği olan bir arkadaşım da kimliğinin birini bana verdi. Yanımda sahte bir kimlikle bavulumu hazırlayıp, trene bindim. O zamanlar trenlerde çok sıkı kontrol yapılırdı. Tam Polatlı’ya yaklaşırken, polisler geldi, sorular sormaya başladılar. Nereye gidiyorsun, nerede kalacaksın?  Kimliğimi aldılar ve ‘yarın, merkezden gel al’ dediler. İstasyonda indim. Sırtımda koskocaman bir bavul, önce Ulus, sonra Cebeci’ ye yürüdüm. Nihayet Müzik Öğretmen Okulunun önüne geldim. Ahmet Muhtar beyi buldum. Beni görünce şaşırdı. Nasıl geldiğimizi sordu.  Kaçtığımı söyleyince derinden bir “eyvah” çekip, beni, Askeri Liseler   Müdürlüğü’ ne yolladı.  Sırtımdan bavulu indiremeden oraya gittim. Karşıma çıkan ilk yetkiliye durumumu anlatmaya başladım. Konuşmaya başlamamla birlikte gözümden yaşlar boşandı. Masada bir albay oturuyordu. Bir taraftan anlatıyor, bir taraftan da ağlamaya devam ediyordum. Albayın da gözlerinin dolduğunun farkına vardım. Ama cevabı şu oldu: “Seni kabul edersem herkes askeri okuldan kaçar.” Sen okuluna dön, oradan dilekçe ile başvur.”

1936’da Riyaseti Cumhur Filarmoni Orkestrası’nda kemancı olarak çalışmaya başlamış, sonrasında şan çalışmalarına yönelmiştir. Opera alanında başarılı bir kariyer yapmış, Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde önemli roller üstlenmiştir. 1943-1945 arasında Ankara Radyosu’nda halk türküleri söylemiş ve 1944’te ilk konserini vermiştir. Türkiye Komünist Partisi’ne yönelik bir operasyonda tutuklanarak 5 yıl cezaevinde kalmıştır.

1960 yılında İstanbul’da sahne almış, yurtdışında birçok konsere katılmıştır. Sanat hayatında 16 45’lik ve 12 uzunçalar plak kaydetmiş, hem kendi şiirlerini hem de Nâzım Hikmet gibi şairlerin eserlerini bestelemiştir. 1975’te “Ezgili Yürek” adlı kitabında şiir, yazı ve konuşmalarını toplamıştır. Anısına “Ruhi Su’ya Saygı” adlı bir kitap 1986’da yayınlanmıştır.

Bizleri terk edip gidişinin otuz dokuzuncu yılında saygıyla anıyoruz ustamızı.

Fotoğraf açıklaması yok.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Ruhi Su Ustayı Aramızdan Ayrılışının 39.Yıl Dönümünde Saygıyla Anıyoruz.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Kontak ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!