Rothschild Ailesi’nin önde gelen üyelerinden Lord Jacob Rothschild’in ölümü, geçtiğimiz günlerde yaşandı. Avrupa bankacılık sektöründe önemli bir yere sahip olan Rothschild Ailesi, siyasi olarak da etkili bir rol oynamaktadır. Ailenin, yaklaşık 200 yıldır Avrupa’nın siyasi ve ekonomik tarihini etkilediği bilinmektedir. Rothschild’in ölümüyle birlikte, İsrail’in kuruluş süreci ve Filistin topraklarının işgaliyle ilgili önemli bir tarih tekrar gündeme gelmiştir.
1917 yılında Eski İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur James Balfour, Siyonist hareketin önde gelen isimlerinden Rothschild Ailesi’nin baronu Lord Walter Rothschild’e bir mektup gönderdi. Bu mektupta, Filistin topraklarında bir İsrail devletinin kurulmasının desteklendiği belirtilmiştir. Bu mektup, İsrail devletinin kuruluş sürecinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilen Balfour Deklarasyonu olarak tarihe geçmiştir.
Jacob Rothschild tarafından okunan deklarasyonda, Majestelerinin hükümetinin Yahudilere Filistin’de bir yurt tesisi fikrini hararetle desteklediği ifade edilmiştir. Bu deklarasyon, Filistin topraklarının parça parça alınarak İsrail’in kurulmasının ilk adımını oluşturmuştur. İngilizlerin Yahudilere verdiği söz, Filistin’deki büyük halk kitlelerinin yerlerinden edilmesine yol açmıştır.
Balfour Deklarasyonu, Filistinlilerin topraklarının işgaline yol açan ve İsrail’in kuruluş sürecinde önemli bir rol oynayan belge olarak dikkat çekmektedir. Jacob Rothschild’in ölümü, bu tarihi belgenin tekrar gündeme gelmesine neden olmuştur. Rothschild Ailesi, siyasi ve ekonomik alanlarda uzun yıllardır etkili olmuş ve İsrail’in kuruluşuna doğrudan katkıda bulunmuştur.
Bu olaylar, tarihte Filistin topraklarının işgaline ve İsrail devletinin kuruluşuna giden sürecin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Balfour Deklarasyonu, Yahudilere verilen Filistin’de devlet sözünü içermektedir ve Filistinlilerin topraklarının işgal edilmesine yol açmıştır. Bu belgenin İsrail’in kuruluşunda oynadığı önemli rol, günümüzde hala tartışılmaktadır.
