1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü‘nde Taksim’e çıkmak isteyen işçilerin polis engeli ile karşılaşması ve polisin canlı yayında “gazetecileri süpürün” talimatı vermesini, Gazeteci Deniz Zeyrek; oldukça endişe verici ve kabul edilemez bir ifade olduğunu belirtti.
Taksim’de Gerginlik
1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’na çıkmak isteyen işçi ve sendika temsilcileri, polis tarafından engellendi. CHP Lideri Özgür Özel ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da eyleme destek vermek için Şaraçhane’deki toplanma alanına geldiler. Bu sırada polisin, kitleyi takip eden gazetecilere “Basını süpürün” şeklinde talimat verdiği canlı yayında duyuldu.
Gazetecilere Yönelik Saldırgan Tutum
Gazeteci Deniz Zeyrek, Sözcü TV’de yaptığı açıklamada, polisin bu ifadesini “aşağılık” olarak nitelendirdi. Zeyrek, “Bu emri kim verdiyse ahmakça bir iş yapmış. ‘Gazeteciyi süpürün’ ne demek, haddini bilsin o adam. Ondan sonra hakkımızı savunun diyorlar. Süpürürken düşünecektin” diyerek tepkisini dile getirdi.
Gazetecilerin Çalışma Koşulları
Zeyrek, gazetecilerin 12 saat en zor koşullarda çalıştıklarını ve polislerin haklarını da savundukları halde böyle bir ifadeyle karşılaştıklarını vurguladı. Polisin “gazeteciyi süpürün” şeklindeki terminolojisini ise “Toz muyuz biz? Ayıp, utanın” diyerek şiddetle eleştirdi.
Toplumsal Olaylarda Basının Önemi
Toplumsal olaylarda basının haber alma, doğru bilgi aktarma ve kamuoyunu aydınlatma görevleri kritik öneme sahiptir. Polisin, gazetecilere yönelik bu saldırgan ve baskıcı tutumu, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü açısından son derece endişe vericidir.
Demokratik bir toplumda basının özgürce çalışması ve haber alma özgürlüğünün korunması elzemdir. Yetkililerin, bu tür saldırgan ve baskıcı tutumlardan kaçınması ve gazetecilerin güvenliğini sağlaması gerekmektedir.