Uzuntarla Adige Kültür Derneği’nde görev yapan Sedat Yenişen, 25’in üzerinde eserin, aralarında Kur’an-ı Kerim, dert kutusu ve Çerkeslerin “haluj sandığı” olarak adlandırdığı 100 yıllık sandığın da bulunduğunu belirtti. Bu eserlerin Orhan Halman tarafından getirildiğini ifade eden Yenişen, Çerkes kültürünü yansıtan objelerin derneklerinde muhafaza edildiğini söyledi. Şu ana kadar 200’e yakın objeyi topladıklarını belirten Yenişen, 80-200 yıl arasında değişen objelerinin bulunduğunu dile getirdi.
Uzuntarla Çerkes Müzesi için çalışmaların devam ettiğini söyleyen Sedat Yenişen, derneklerinde bulunan objelerin müzeye gönderileceğini açıkladı. En dikkat çekici objelerden birinin Kafkasya’dan getirilen Kur’an-ı Kerim olduğunu belirten Yenişen, bu Kur’an-ı Kerim’in yaklaşık 160 yıl önce Kafkasya’dan getirildiğini ve son sayfalarının hırpalandığı için el yazması olarak tekrar yazıldığını aktardı. Ayrıca, Çerkes geleneğine ait olan ve düğün evlerine yardım amacıyla götürülen haluj sandığının da çok nadir bulunan bir obje olduğunu söyleyen Yenişen, Türkiye’de en fazla 3-4 tane bulunduğunu belirtti.
Haluj sandığının tarihinin 100 yıla yakın olduğunu vurgulayan Yenişen, Çerkeslerin bu sandığı düğünlere götürürken içine yardım amaçlı Çerkes böreği olan haluj koyduklarını anlattı. Bu geleneğin çok özgün ve nadir olduğunu belirten Yenişen, haluj sandığının kültürel bir miras olduğunu ifade etti. Derneklerinde bulunan tarihi eserlerin korunması ve tanıtılması için büyük çaba harcadıklarını dile getiren Yenişen, Çerkes kültürünün ve mirasının gelecek nesillere aktarılması için çalışmaya devam edeceklerini söyledi.
Uzuntarla Adige Kültür Derneği’nin, Çerkes kültürüne ait önemli eserleri muhafaza ederek topluma tanıtmak ve kültürel mirası korumak için önemli bir rol üstlendiği belirtiliyor. Sedat Yenişen’in açıklamaları, derneğin sahip olduğu tarihi eserlerin önemini ve nadirliğini vurguluyor. Gelecek dönemlerde açılması planlanan Uzuntarla Çerkes Müzesi, bu eserlerin geniş kitlelere ulaştırılmasına önemli bir katkı sağlayacaktır.