Bergüzar Korel ve Bige Önal’ın başrollerini paylaştığı psikolojik-gerilim ‘On Saniye’, uluslararası prömiyerini 37. Tokyo Film Festivali’nde yaptı!
Bergüzar Korel ve Bige Önal’ın etkileyici performanslarıyla başrolleri paylaştığı, yönetmen koltuğunda Ceylan Özgün Özçelik’in oturduğu ve Emre Oskay’ın yapımcısı olduğu ‘On Saniye’, 37. Tokyo Film Festivali’nde uluslararası prömiyerini yaptı.
On Saniye, dünyadan yalnızca yedi filmin seçildiği “Women’s Empowerment” bölümünde gösterildi. Yönetmen Özçelik ve görüntü yönetmeni Zeynep Seçil, kurulduğu 1960 yılından bu yana sanat sinemasının en büyük destekçisi olan Marunouchi Toei Sineması’nda seyirciyle buluştu.
Festival kapsamında, Tokyo Metropolitan ve UNIJAPAN işbirliğiyle, yine “Women’s Empowerment” adını taşıyan bir sempozyum düzenlendi. Sinemanın son elli yılının mercek altına alındığı sempozyuma yönetmen Ceylan Özgün Özçelik konuşmacı olarak davet edildi. Özçelik, Türkiye’deki film üretimine dair deneyimlerini paylaştı.
On Saniye Başka Sinema Dağıtımıyla 20 Aralıkta Vizyonda!
Ülkenin en prestijli lisesinde, bir öğrenci annesi ile rehberlik öğretmeni arasındaki gergin görüşmeye odaklanan ‘On Saniye’ filmi, diyalogları ve atmosferiyle iki taraf arasında her dakikası diken üstünde geçen psikolojik bir satranç oyunu.
Bergüzar Korel, Ceylan Özgün Özçelik ve Ziya Akbaş’ın ortak yapımcılığını üstlendiği film, Erdi Işık’ın aynı adlı tiyatro oyunundan yine kendisi tarafından sinemaya uyarlandı. Senaryonun çekim versiyonunu Ceylan Özgün Özçelik, Senem Birlik, Karden Kasaplar, Bergüzar Korel ve Bige Önal yazdı.
Bergüzar Korel’in canlandırdığı borderline anne karakterinin ve Bige Önal’ın canlandırdığı psikolojik danışman karakterinin daha gerçekçi yansıtılması için projede bir klinik psikolog ve iki psikolojik danışmanla çalışıldı. Yönetmen Özçelik, iki başrol oyuncusuyla dört ay prova yaptı.
‘On Saniye’ Başka Sinema dağıtımıyla 20 Aralık’ta sinema salonlarındaki yerini alacak.
Filmin Konusu:
Ülkenin en prestijli lisesi William College’ta sıradışı bir gün. Bir son sınıf öğrencisinin çektiği “kedi öldürme” videosu okuldan atılmasına neden olur. Öğrencinin annesi Yasemin, okulun rehber öğretmeni İpek’i ziyaret eder. İki kadın diyalog kurmaya çalıştıkça birbirini tüketir. Hayatlarındaki sırlar ortaya dökülür. Artık rehberlik odası bir satranç tahtası, Yasemin ve İpek de birkaç hamle ötesini görmek zorunda kalan satranç oyuncularıdır. İki “kutsal” figür, adım adım, geri dönüşü olmayan bir finale yaklaşır.