İsrail güçleri, 22 Ekim 2024 itibarıyla Lübnan’daki bombardımanlarını sürdürmekte. Yapılan saldırılar, Lübnan’ın güney bölgelerine odaklanmış durumda ancak ülkenin kuzey kesimleri de İsrail ordusunun hedefi olmaktan kurtulamıyor. Lübnan Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamalara göre, İsrail ordusunun ülke genelinde hava saldırılarını sürdürdüğü ifade edildi. Bu durum, bölgedeki insani krizi daha da derinleştiriyor.
Son bombardımanlarda, 21 Ekim 2024 tarihinde 63 kişinin yaşamını yitirdiği ve 234 kişinin yaralandığı bilgisi paylaşıldı. 8 Ekim 2023 tarihinden bu yana, İsrail’in Lübnan’a yönelik düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısı toplamda 2 bin 546’ya, yaralananların sayısı ise 11 bin 862’ye ulaştı. Bu rakamlar, saldırıların başlangıcından bu yana kaydedilen can kaybının boyutunu gözler önüne seriyor.
Bununla birlikte, İsrail bombardımanı nedeniyle Lübnan’da yüz binlerce kişinin yerinden edilmesiyle ilgili de ciddi veriler mevcut. Ülkenin güney kesimlerinden başkent Beyrut ve kuzeye doğru büyük bir göç dalgası yaşandığı bildirilmekte. Lübnan hükümeti, yerinden edilenlerin arasında 486 binden fazlasının Suriye’ye göç ettiğini belirtti. Bu durum, hem insan hakları ihlalleri açısından hem de bölgedeki güvenlik durumu bakımından son derece kaygı verici.
Saldırılar ve meydana gelen insani kriz, uluslararası toplumu harekete geçmeye zorlarken, bölgedeki insanların yaşadığı zorluklar da her geçen gün artıyor. Savaşın derinleşmesi, sağlık hizmetleri, erişim ve temel ihtiyaçların karşılanması konusunda ciddi sıkıntılara yol açıyor. Bu bağlamda, Lübnan’daki iç savaş durumu ve İsrail-Lübnan gerilimi, bölgedeki istikrarı tehdit eden unsurlar arasında yer almakta.
Bunun yanı sıra, göç eden insanların geri dönüşlerinin ne zaman olacağı, bu krizin çözülmesi için gerekli uluslararası müdahalelerin ne zaman ve nasıl gerçekleşeceği sorgulanmakta. Lübnan hükümeti, göç dalgasının tehditlerini, sağlık hizmetleri sisteminin aşırı yüklenmesi ve altyapıda meydana gelen hasarlar göz önüne alındığında, bu tür bir krizle başa çıkmada ne kadar zayıf kaldığını ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak, 2024 yılı itibarıyla devam eden bu çatışma, sadece Lübnan halkını değil, aynı zamanda bölgedeki diğer ülkeleri ve uluslararası toplumu da derinden etkilemekte. İnsan hayatının ön planda olduğu bu tür savaşların sona erdirilmesi, yalnızca askeri müdahale değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik desteklerle de sağlanabilir. İsrail’in bombardımanlarının sona ermesi ve bölgede barışın kalıcı hale gelmesi için tüm tarafların mutlaka samimi bir çabada bulunması gerekmektedir.