Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilim giderek tırmanırken, bu durum uluslararası ilişkileri de etkileyen önemli gelişmeleri beraberinde getiriyor. Son olarak, ABD, Ukrayna’nın başkenti Kiev’deki Büyükelçiliği üzerinden önemli bir açıklama yaptı. Keza, ABD’nin resmi kaynakları, olası hava saldırılarına dair bir istihbarat aldığını duyurarak, bu sebeple Büyükelçiliğin kapatılacağını bildirdi.
Büyükelçilikten yapılan açıklamada, çalışanlar ve ABD vatandaşları için hava saldırısı tehdidi bulunması durumunda sığınaklara gitmeye hazır olmaları gerektiği vurgulandı. Bu durum, bölgedeki askeri ve siyasi gerilimin ne kadar tehlikeli bir boyut kazandığını ortaya koyuyor.
UKRAYNA, ABD ÜRETİMİ FÜZE İLE RUSYA’YI VURDU
Öte yandan, bölgede yaşanan çatışmalar da hız kesmeden devam ediyor. Ukrayna, geçtiğimiz günlerde Rusya’ya yöneltilen bir saldırı gerçekleştirdi. Ukrayna basınında çıkan haberlere göre, bu saldırıda Ukrayna’nın ABD üretimi olan uzun menzilli ATACMS füzelerini ilk defa Rusya topraklarında kullandığı ifade edildi. Bu durum, Ukrayna için beyin gücü ve mali kaynak açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
PUTİN NÜKLEER DOKTRİNİ ONAYLADI
Bütün bu gelişmelerin yanı sıra, Rusya-Ukrayna savaşının 1000’inci gününde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin önemli bir karar aldı. Hükümetin internet sitesinde yayımlanan belgeler, Putin’in güncellenmiş nükleer doktrinini onayladığını gösteriyor. Yeni nükleer doktrin, balistik füzeler, insansız hava araçları ve diğer hava araçlarıyla yapılan saldırıları kapsamaktadır. Putin, bu saldırıların “ülkenin bütünlüğünü tehdit etmesi” durumunda nükleer silahlara başvurabileceğini duyurdu.
Bu tür bir söylem, dünya genelinde ciddi endişelere yol açmakta olup, uluslararası güvenlik dinamikleri üzerinde tahmine dayalı etkilere neden olabilir. Askeri gerilimlerin artması, büyük güçlerin karşılıklı olarak askeri kapasitelerini artırma çabalarını da beraberinde getiriyor.
Sonuç olarak, Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışmalar, hem bölge için hem de küresel güvenlik için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. ABD’nin Ukrayna’daki büyükelçilik faaliyetlerini askıya alması ve Putin’in nükleer doktrinini onaylaması, durumun ciddiyetini gözler önüne sermektedir. Tüm bu olayların gelecekte daha geniş çaplı çatışmalara dönüşme olasılığı, dünya genelinde diplomatik çabaların sürdürülmesi gerektiğinin altını çizmektedir.