İstanbul, son dönemde yaşanan iki ayrı bina çökme vakasıyla gündeme geldi. Uzmanlar, mühendislik hizmetlerinin yetersizliği ve düşük kaliteli inşaat malzemelerinin kullanımının bu tür olayların temelinde yatan sebepler olduğunu belirtiyor. Ayrıca, mevcut binaların üzerine ek yapılar inşa edilmesinin de riskleri artırdığına dikkat çekiliyor. İstanbul’daki kaçak ve güvensiz binaların fazla sayıda olduğu, özellikle Küçükçekmece ve Bahçelievler’de yaşanan çökme olaylarıyla şehrin karşı karşıya olduğu tehlikelerin açıkça ortaya çıktığı görülüyor.
Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ali Koçak gibi uzmanlar, İstanbul’daki riskli yapı stokunun boyutları, çökme olaylarının altında yatan nedenler ve alınması gereken önlemler hakkında görüşlerini paylaştı. Prof. Dr. Koçak, özellikle Bahçelievler’de meydana gelen çökme hadisesinin kaçak yapılmasından kaynaklandığını vurgulayarak, bu tür yapıların şehir güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtti. Denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi ve inşaat standartlarının yükseltilmesi gerektiği konusunda genel bir fikir birliği bulunmaktadır.
İstanbul’da meydana gelen bina çökmesi olaylarında, inşaat mühendisi Koçak’ın yaptığı incelemeler sonucunda, yapı malzemelerinin yetersizliği ve mühendislik hizmetlerinin alınmamasının faciaya yol açtığı belirlendi. Kalitesiz malzeme kullanımı, mühendislik hizmetlerinin ihmal edilmesi ve kaçak yapılaşmanın da çökmenin nedenleri arasında olduğu ortaya çıktı. Kolonlarda korozyon hasarının tespit edilmesi de riskli binaların belirtileri arasında gösterildi.
Prof. Dr. Koçak, riskli bina sayısının 50 bin civarında olduğunu belirtirken, bu binaların genellikle 40 yaşın üzerinde ve kaçak yapılan binalar olduğunu ifade etti. Her ilçede en az 1000 binanın bu durumda olduğunu aktaran Koçak, bu tür yapıların İstanbul’un yapısal güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı. Bu nedenle, şehirdeki yapı güvenliği konusunda daha sıkı önlemler alınması gerektiği konusunda uzmanlar hemfikir.