Yemen’deki İran destekli Husilerin gerçekleştirdiği İsrail’e yönelik saldırıların ardından, İsrail’den karşı bir misilleme gerçekleştirildi. Bu çatışmalar, bölgedeki gerilimin artmasına neden olurken, iki taraf arasında süregelen gerginliğin daha da tırmanmasına yol açıyor.
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından yapılan resmi açıklamada, Husilerin devam eden füze ve insansız hava aracı (İHA) saldırılarına karşılık olarak Yemen’in batısındaki kıyı ve iç kesimlerdeki Husi hedeflerine hava saldırıları düzenlendiği bildirildi. Bu tür misillemelerin, Husilerin saldırılarına yanıt niteliği taşıdığı vurgulandı.
Açıklamada yer alan bilgilere göre, özellikle Husilerin askeri faaliyetlerine önemli katkılarda bulunan Hizaz Elektrik Santrali ile El Hudaydah ve Ras Isa limanları hedef olarak seçildi. IDF, “Husi terör rejimi, İran’ın terör ekseninin merkezi bir parçasıdır. Husilerin uluslararası nakliye gemilerine ve rotalarına yönelik saldırıları, bölgeyi ve tüm dünyayı istikrarsızlaştırmaya devam etmektedir” diyerek, bu husustaki endişelerini dile getirdi.
Ayrıca, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin, İsrail’in ve vatandaşlarının karşısında her türlü tehdide karşı geniş kapsamlı operasyonlarına devam edeceği belirtildi. İsrail medyasında yer alan haberlere göre, IDF’nin gerçekleştirdiği son hava saldırılarında, savaş uçakları, yakıt ikmal uçakları ve casus uçakların da dahil olduğu 20’den fazla askeri uçağın kullanıldığı ifade edildi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Husilere karşı verilen yanıtların süreceği ve bu saldırıların bedelini ağır şekilde ödemeye devam edeceklerini açıkladı. Netanyahu, “Husiler bize karşı saldırganlıklarının bedelini ağır bir şekilde ödüyorlar ve ödemeye devam edecekler. Husiler, İran’ın bir uzantısıdır ve Orta Doğu’da İran’ın terörist hedeflerine hizmet etmektedirler” şeklinde konuştu. Başbakan Netanyahu, ayrıca Husilerin eylemlerinin küresel seyrüsefer özgürlüğüne zarar verdiğini vurgulayarak, bunun da yalnızca İsrail için değil tüm bölge için bir tehlike oluşturduğunu ifade etti.
Bu açıklamalar ve gerçekleştirilen hava saldırıları, Yemen’deki Husi kuvvetlerinin giderek daha fazla dikkat çektiği ve Orta Doğu’daki gerginliklerin artmasına neden olan bir konuyu daha derinlemesine ele aldığı anlamına geliyor. İsrail’in stratejileri, Hizbullah ve diğer İran destekli gruplara karşı olan duruşunu da yansıtıyor ve bu durum, bölgedeki güç dengelerini daha da karmaşık hale getiriyor.
Sonuç olarak, Yemen’deki Husilere yönelik gerçekleştirilen hava saldırıları, sadece iki ülke arasında değil, daha geniş bir coğrafyada gerilimi artırma potansiyeline sahip. İran’ın bu süreçteki rolü ve Husilerin durumu, bölgesel istikrarsızlığın artacağı kaygılarını da beraberinde getiriyor. Dolayısıyla, uluslararası toplumun bu çatışmanın çözülmesine yönelik çabalarını artırması önem kazanıyor.
