İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin orta kesimlerinde bulunan Aksa Şehitleri Hastanesi avlusunda yerinden edilmiş Filistinlilerin yaşadığı çadırları bombalaması sonucunda, aralarında çocuklar ve gazetecilerin de bulunduğu 11 kişi yaralandı. Bu saldırı, bölgede yaşanan insani kriz ve sivil kayıpların büyümesine katkıda bulundu.
Filistin haber ajansı WAFA’nın bildirdiğine göre, İsrail’e ait insansız hava araçları tarafından gerçekleştirilen bu bombardıman, özellikle Deyr el-Belah kentinde gerçekleşti. Saldırıda yaralanan 11 kişi, hızla hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Bu durum, bölgede süregelen çatışmaların ve hedef alınmaların boyutunu gözler önüne serdi.
İsrail’in düzenlediği saldırılar, son haftalarda artış gösterdi. 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren gerçekleştirilen hava saldırlarında, yaklaşık 17 bin çocuk ve 11 bin 378 kadın da dahil olmak üzere toplamda 41 bin 870 Filistinli’nin yaşamını yitirdiği kaydedildi. Ayrıca, 97 bin 166 kişi de yaralandı. Bu ciddi kayıplar, Gazze’deki ailelerin güvenliğini tehdit ederken, birçok kişiyi evsiz bıraktı.
Hastaneler ve okullar gibi sivil altyapının hedef alınması, sivil halkın güvenliğini daha da tehlikeye atmaktan başka bir sonuç vermiyor. En son gelen bilgiler, hala enkaz altında binlerce ölü bulunduğunu ve bu durumu daha da olumsuz hale getirdiğini gösteriyor. Filistin Kızılayı’nın sağlık ekipleri, İsrail ordusunun Gazze’nin doğusundaki Şucaiyye Mahallesi’nde “Ebu Acve” ailesine ait evi hedef almasının ardından birçok yaralıyı el-Ehli Baptist Hastanesi’ne naklederek acil yardım sağlama çabası içindedir.
Özellikle bu tür saldırılarda sivillerin hedef alınması, uluslararası toplumda büyük bir tepkiyle karşılanmakta. Filistin halkının yaşadığı zor koşullar, uluslararası insan hakları örgütleri ve birçok ülke tarafından gündeme getirilmekte, İsrail hükümetine bu eylemleri durdurması çağrısı yapılmaktadır. Ancak şu ana kadar yaşananlar, çatışmalardaki derin insani kriz ve cehennem gibi bir yaşamı gözler önüne seriyor.
Saldırılara bağlı olarak, bölgedeki koşullar giderek kötüleşiyor ve halkın temel ihtiyaçlarını karşılama kapasitesi giderek azalıyor. İnşa edilen tesislerin, yapının ve hayatın yeniden inşası konusunda bir umut kalmazken, halkın çaresizliği artmakta ve bu durum uluslararası skandallara yol açmaktadır. Bu çerçevede, Filistin halkının yaşadığı dramın son bulması için toplumun ve uluslararası kamuoyunun harekete geçmesi gerektiği vurgulanıyor.
Sonuç olarak, Gazze’de yaşanan bu olaylar, bölgedeki çatışmanın ne denli derinleştiğini ve sivil kayıpların artmasına sebep olduğunu göstermektedir. Yaralıların durumu, kayıpların sayısı ve sivil altyapıya verilen zararlar, aslında yalnızca bir savaşın değil, aynı zamanda insanlığın da dramı olarak önümüze çıkmaktadır. Filistin’de yaşanan bu trajedi, yalnızca bölge halkını değil, dünya genelindeki tüm insanları etkileyecek nitelikte bir soruna dönüşmektedir.