İsrail ile İran arasındaki gerginlik devam ediyor. İran, 1 Nisan’da Şam’daki konsolosluk binasına düzenlenen hava saldırısına misilleme yapacağını açıkladı. Bu saldırıda İran Devrim Muhafızları Ordusu’ndan 2 general ve toplam 7 yetkili hayatını kaybetmişti. İsrail ise bu saldırıya karşı cevap vereceğini duyurdu. Ardından 13 Nisan’da, İran yüzlerce kamikaze insansız hava aracı, balistik ve seyir füzesiyle İsrail’e saldırdı. Saldırı sırasında bir askeri üsse füze isabet ettiği bildirildi. İsrail’de ise İran saldırısına karşı “açık ve etkili” bir karşılık vereceği iddia edildi.
İddialara göre, İsrail bu durum karşısında harekete geçmeye hazırlanıyor. Tel Aviv yönetimi, İran’ın hava saldırısına karşı açık ve etkili bir şekilde misilleme yapacaklarını belirtti. İsrail Devlet Televizyonu KAN, bu bilgiyi yayarak İsrail’in Ürdün, Mısır ve Körfez ülkelerini de durumdan haberdar ettiğini gösterdi. Ayrıca, uluslararası alanda İran’a nasıl ve ne zaman karşılık verileceği konusundaki tartışmalar sürerken, İsrail bölgedeki Arap ülkelerine zarar verilmeyeceği konusunda güvence verdi.
İsrail’in, bölgesel bir savaşı tetiklemek ya da İran’a karşı yardım eden koalisyonu parçalamak gibi bir amacının olmadığı belirtiliyor. İsrail’in tepkisinin, İran’ın gerçekleştirdiği büyük çaplı bir saldırıya sessiz kalmayacağı mesajını vermek için koordine bir şekilde hazırlandığı ifade ediliyor. Ülkenin en üst düzey yetkilileri, İran’a yapılacak misilleme konusunda kararlı olduklarını vurguluyorlar.
Bu gelişmeler, bölgedeki siyasi dengeleri daha da karmaşık hale getirebilir. İsrail, İran ile olan gerilimini artırarak, bölgedeki tansiyonu yükseltebilir. Ancak, İsrail’in komşu ülkelerle birlikte hareket etmek istemesi bu durumu dengeleyebilir. Önümüzdeki günlerde, bölgede yaşanabilecek herhangi bir olumsuz gelişme, uluslararası toplumu endişelendirebilir ve krize dönüşebilir. Bu nedenle, tarafların diplomatik çözümler araması ve gerilimi daha da tırmandırmaktan kaçınması önemlidir.
