İsrail’de son günlerde önemli ve hareketli gelişmeler yaşanıyor. Dün, Reuters’ın aktardığına göre Gazze’de bir ateşkes sağlandığı bildirildi. Bu durum Filistinliler tarafından sevinçle karşılanırken, yeni bir bilgi ise İsrail’in askerlerini, Sri Lanka ve Hollanda gibi çeşitli ülkelerden çektiği yönünde. Bu durum, İsrail hükümetinin askerlerin yargılanacakları endişesi taşıdığına işaret ediyor.
Hind Receb Vakfı’nın Kurucusu ve Başkanı Dyab Abou Jahjah, bu konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Jahjah, Vakfın adını 6 yaşında İsrail askerleri tarafından katledilen Filistinli bir kız çocuğundan aldığını ifade etti. Vakfın merkezinin Belçika’nın başkenti Brüksel’de bulunduğunu ve 2022 yılında kurulduğunu belirterek, amaçlarının Gazze saldırıları sırasında yer alan İsrailli askerlerin izini sürerek adalet aramak olduğunu dile getirdi.
Hind Receb Vakfı, özellikle çifte vatandaşlık sahibi olan İsrailli askerlere yönelik yerel mahkemelerde dava açma işlemlerini devam ettiriyor. Jahjah, “İsrailli yetkililerin bu konuda çok endişeli olduğunu fark ettik. Bu, stratejimizin etkinliğinin bir kanıtıdır” dedi. Sosyal medyanın yaygın kullanımı sayesinde dijital deliller ve yaşanan her olayın kayıtlı kalması da bu süreci etkileyen önemli faktörler arasında yer alıyor.
Jahjah, İsrail askerlerinin sosyal medyada paylaştıkları içeriklerin savaş suçu delili olarak kullanıldığını vurgulayarak, “Birisi size, ‘Bakın, bu benim işlediğim suç ve bunu filme alıp tüm dünyanın görmesi için hesaplarıma koyuyorum.’ diyor. Artık kendilerini savunmaları ve saklanmaları çok zor” şeklinde konuştu. Jahjah, çoğu askerin paylaşımlarını silmek için çok geç kaldığını ve delillerin artık mahkemeye taşınacağını ifade etti.
Hind Receb Vakfı’nın yasal süreçlerde ilerlerken İsrail hükümetinin bu durumu fark ettiğini ve buna karşı önlemler almaya çalıştığını söyleyen Jahjah, bazı askerlerin başka ülkelerde tutuklanma korkusuyla kaçırıldıklarını belirtti. “İsrail, yaptığımız şeyin ciddi bir yasal çalışma olduğunu çok iyi biliyor ve bizi durdurmaya çalışıyor” ifadeleriyle bu durumu özetledi.
Türkiye’nin bu konuda da rolü olduğunu vurgulayan Jahjah, “Türkiye’den çok umutluyuz çünkü kalplerinin doğru yerde olduğunu biliyoruz” dedi. Jahjah, Türkiye’nin şu an İsrail ordusunda görev yapan Türk vatandaşlarının peşine düşme sorumluluğunu üstleneceğini umduğunu belirterek, “Nerede olurlarsa olsunlar, Türkiye’nin onlar üzerinde yargı yetkisi var” şeklinde devam etti.
Son olarak, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) davalar açtıklarını ve bu süreçte İtalya’daki yetkililere de bilgi verildiğini bildiren Jahjah, Tümgeneral Ghassan Alian’a karşı yerel mahkemede şikayette bulunulacağını da belirtti. “UCM, Netanyahu ve Gallant hakkında tutuklama kararı çıkardığında açlık krizinin savaş silahı olarak kullanılması ve hastanelere yönelik politikayı göz önünde bulundurmuştu” diye ekledi.
Vakfın delil toplama süreçlerinin detaylara dayalı ve büyük bir titizlik gerektirdiğini de sözlerine ekleyen Jahjah, orijinal kaynakları korumanın önemini vurguladı. “Bir askerin kimliğini tespit edebilmek için birçok bilgiye sahip olmalısınız. Ayrıca, o askerin hangi bölükten ve grubundan olduğunu bilmek gerekiyor” şeklinde açıklamalar yaptı. Bu çabalar, aksiyon alırken tüm detayları göz önünde bulundurmayı gerektirdiğini gösteriyor.