Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, İran’da giderek artan idam cezalarına dikkat çekti. Türk, bu konuda endişelerini dile getirerek, İran’da 2023 yılında gerçekleştirilen idamların sayısının 853 olduğunu, 2024 yılı itibarıyla ise bu sayının 901’e yükseldiğini belirtti. Bu durum, Türk’ün İran’daki infazların artışı karşısında derin bir kaygı taşıdığını ortaya koyuyor.
Volker Türk, uluslararası düzeyde bu durumu eleştirerek, “İran’da geçen yıl belirgin bir şekilde artan idam cezalarından derin endişe duyuyorum. İran’ın, giderek artan bu infaz dalgasını durdurmasının zamanı geldi,” ifadelerini kullandı. Bu tür artışların insan hakları ihlali teşkil ettiğini ve uluslararası normlara aykırı olduğunu vurgulamakta kararlı olduğu görülüyor.
Türk, yaptığı açıklamada, özellikle 2024 yılında verilen idam kararlarının büyük çoğunluğunun uyuşturucu ile ilgili suçlara dayandığını aktardı. Bu bağlamda, infaz edilen kadın sayısında da önemli bir artış gözlemlendiği konusunda uyarıda bulundu. Bu durum, toplumun özellikle kadın bireyleri üzerindeki etkisinin de ciddiyetini artırdığı düşünülmekte.
Türk, idam cezasına karşı duruşunu güçlü bir şekilde ifade ederek, “Her koşulda ölüm cezasına karşıyız,” dedi. Bu tür bir cezanın, temel yaşam hakkıyla bağdaşmadığını ve masum insanların idam edilmesi gibi kabul edilemez bir risk yarattığını belirtti. Ayrıca, bu tür uygulamaların yalnızca bireyler üzerinde değil, genel olarak toplum üzerinde de olumsuz etkilere yol açacağını vurguladı.
Son olarak, Türk, İranlı yetkililere yönelik bir çağrıda bulundu. İdamların durdurulması ve ölüm cezası uygulamasının kaldırılması gerektiğini belirtti. Bu, Volker Türk ve Birleşmiş Milletler’in, insan hakları ve yaşam hakkını koruma konusundaki kararlılıklarını pekiştiriyor.
Bu tür açıklamalar, uluslararası topluluğun ve insan hakları savunucularının dikkatini çekmekte ve İran hükümetinin insan haklarına yönelik politikalarını sorgulamakta önemli bir rol oynamaktadır. İran’daki idam cezalarının artışı, uluslararası ilişkilerde de tartışmaların sürmesine neden oluyor. Bu doğrultuda, Türk’ün ifadeleri, sadece bir bireyin görüşü olarak değil, aynı zamanda küresel insan hakları normlarının bir savunusu olarak da değerlendirilmektedir.
Bu bağlamda, Türk’ün endişeleri yalnızca İran’a yönelik değil, dünya genelindeki tüm insan hakları ihlalleri için geçerlidir. İdam cezasının sona erdirilmesi konusundaki mücadelenin, toplumsal adalet ve temel haklar için son derece önemli olduğu her geçen gün daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Türk, bu konudaki kararlılığını ve uluslararası toplumu harekete geçirme çabalarını sürdürmeye devam edecektir.