Hollanda, 24 Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında binlerce kişinin ölmesine ve milyonlarca Ukraynalı’nın ülkesinden ayrılmasına neden olan savaşı yakından takip etti. Savaşın başlamasının ardından, Rusya’ya karşı Ukrayna’yı destekleyen Batılı ülkeler, Ukraynalı göçmenlere kapılarını açtı. Ancak, savaşın uzun sürmesiyle Avrupa’nın tutumu değişti ve Hollanda da bu değişime katıldı.
Hollanda’ya ulaşan Ukraynalı sığınmacılar, Utrecht kentindeki geçici sığınmacı kabul merkezine başvurarak burada beklemeye başladılar. Ancak, zamanla bu merkezlerde yer kalmadığı gerekçesiyle Hollanda, Ukraynalı sığınmacılardan kendilerine başka bir ülke bulmalarını talep etti. Utrecht Güvenlik Bölgesi, bu konuda Ukraynalı sığınmacılara resmi mektuplar göndererek kalacakları bir yer bulmalarını istedi. Mektupta, eğer bu mümkün olmazsa başka bir ülkede şanslarını denemeleri tavsiye edildi.
Sığınma ve Göç Bakanı Marjolein Faber konuyla ilgili açıklama yaparak Hollanda’nın artık yeni sığınmacı kabul edecek kapasitesinin olmadığını ve “sığınmacı krizi” yaşandığını duyurdu. Ancak, bu açıklama AB Komisyonu tarafından eleştirildi çünkü hükümetin tek taraflı olarak sığınmacı krizi ilan edemeyeceği konusunda uyarılmıştı. Bu nedenle, bakan birkaç saat sonra açıklamasını düzelterek yasal olarak bir sığınmacı krizi bulunmadığını, ancak toplumda böyle bir kaygı olduğunu belirtti.
Hollanda’nın Ukraynalı sığınmacılara karşı aldığı bu tutum, Avrupa’da genel bir endişe yarattı ve destek arayışındaki Ukraynalıların geleceği belirsizliğe gömüldü. Savaşın devam etmesi ve sığınmacı sayısının artmasıyla birlikte, Avrupa ülkeleri arasındaki göçmen politikaları üzerinde ciddi tartışmalar yaşanmaya başladı. Ukrayna savaşı, sadece silahların savaşı değil, aynı zamanda insani krizlere ve politik gerilimlere yol açan bir göçmen sorununu da beraberinde getirdi. Bu durum, Avrupa’nın sığınmacı politikalarını yeniden gözden geçirmesine neden oldu.